GÜNLÜK- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÜNLÜK- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25.04.2020

Pardon 2020 mi?


  2020 benim yılım olacak neler yapacağım neler diyordum. Fazla iddialı girmişim. Zaten baya baya olaylı başladık yeni yıla. 
   İş planı kariyer mariyer hak getire. Hastalık belasına tam işe döndüm 20 gün sonra otel kapandı. Bu yıl ilk kez yerleştiğim lojmandan aynı şekilde uzaklaştım. İş bu noktaya gelene kadar çok sey bitti, bi o kadar çok  seyden vazgeçtim yanii. Ugruna yürüdüğüm planlar yaptığımız  insanlar gitti önce. Asla sandığım ne varsa yine bitti. Ve bu kez gram canım yanmadı bu durumlardan. Artık o kadar çok inanıyorum ki hayra. Gelen kadar giden de başıma taç oldu. Sanırım artık hiç bir konuda ikinci şansı kimseye veremiyorum. Bazen bir yanlış tüm doğruları götürüyor işte öyleee.

  Benim de hayallerim her seferinde elimde patlamış oluyor ama olsun. Gidilecek yol belli hedef belli. Benim olan benimle kalır mantığıyla tam randıman devam ediyorum hayatıma.

  Sadece benim gösterdiğim dürüstlüğü hassasiyeti bekliyorum, yoluma çıkanlardan. Hepsi bu.
 Böyle anlatınca pek zalımınn kızı gibi olmayalım. Çok alakasız konularda alçakça davranılması sadece güldürüyor beni diyeyim. Tamam diyorum sakin bir şekilde. Açıklama günah çıkarma seansları filan sevmiyorum.

  Hayatıma giren çıkanlar yüzünden planlarım değişmeyecek nasılsa. Ehh biraz süre uzuyor ama görüyorum ki uzun vadede daha kalıcı sonuçlar elde etmiş oluyorum.

  2020 ulan daha yeni başladık. Henüz bitmiş değil. Dağıttığın gibi toplayacaksın buraları! Anlaşılan hiç birimizin yılı olmayı başaramadı kendileri.
  Neler olmadı ki. Çok şeyden vazgeçtik. Hala sabrettiklerimiz var bizi bekleyen. Derin derin nefes alma yılı.
  Sabretmeyi sevmeyen beklerken kafayı yiyen biri olarak dehşet derecede nefret ettim çalışmıyor olmaktan. Sabır sınavımız milletçe hepimize hayırlı olsun.
  Corana bi bitsin alıcaz intikamımızı. Belki biraz korka korka gideceğiz iş yerlerimize ama tez zamanda alışacağız. Ve asıl şimdi yaşayacağız bu hayatı. Bu davada haklıyız. Artık tutmayın bizi!

Not: Daha çok kırmızı şarap istiyorum.

23.03.2020

Aptal yürek -Meditasyon

Her bitiş yeni başlangıç
Her kadın yeni bir başlangıcı hak eder. Bunun enerjisine ne kadar çok inandığımı biliyorsunuz artık. Bir şeyler canıma tak ettiğin de hep bir içsel inzivaya çekildiğimi fark ettim. Ne mutlu ki her sonda yeni bir farkindalık bilgelikle uyandım. Bu kez yolculuğum spritüel oldu. Yıllarca bilmem gereken ne varsa hepsinin patlaması oldu. Hala da öğrenerek devam ediyor yolculugum. O kadar çok karma bedel ödemişim ki. Çok şükür imporotoriçe enerjisine geçtiğim söyleniyor. Meditasyon yaparak bir çok yardım aldığım gibi destek gördüğüm insanlardan öğrendiklerimle ışık işçisi olabildigim için mutluyum. Çevremdeki  bazı insanlara ruhani destek verebilmek gerçekten huzur verici oldu benim için.
  Geçmişte ilk aşk acısı, evliliğin yarattığı travmalar doğum sonrası yenilenme süreci geçirdikten sonra yıllarca bekledigim ikiz alevi yolculuğu. İkiz alevi oldugu mutlak doğru ilişki olduğunu düşünmeme sebep olsada. Geçmiş travmalarımdan hep mutlu olacağıma inandığım şeyin aslında en zor olanı olduğunu da yaşayarak öğrendim. Güzel bir farkındalık ama herkes aynı algıya sahip olamadığı için zorlu bir süreç olduğu söyleniyor.
  Artık tüm kalbimle bunun için dua ediyorum ama insanız hala yanlış yapıyoruz  rehberlik alsak da o bile inanmak istediğiniz gibi davranmamıza yol açabiliyor bazen. Yeni karmalar yaratmadan gerçek sona artık ulaşmayı umut ediyorum. Hayat bir şekilde akıp gidiyor zaten olası engellerle. Planlar yapıyoruz tutmuyor. Ölüm bile ani degil mi bu hayatta. Akışa birakmak iyi ama mucadeleyi de bırakmıyoruz.
  Inanarak devam ediyorum. Ummadık yerden yeni dersler uyanışlar yaşayarak. Enerjilerde yoruyor bazen. İş hayatı bile bu yolda daha dinlendirici hatta.
  Artık canım yansın istemiyorum. Bahanelerle değil çözümlerle gelecek mutluluklar istiyorum.
 
Rastlarımı çok sevmiştim buruk bi veda oldu. 
Ama iyi geleceğine inanıyorum.

28.02.2020

Yazmak istiyorum...


   Günlerce haftalarca aylarca yazmak istiyorum. Aralıksız yazmak, çoğalmak. Milyarlarca kelime birikti sanki hafızamda. Yazardım hep, var gücümle. Anlatırdım o anda sayfa sayfa. Yazdıkça çoğalırdım. Arınırdım. Duyardı sesimi birileri. Şimdi unutuyorum. Kalem özgürlüğüm yok yazamıyorum. Unutmaya zaten o kadar çok alışmışım ki. Hatırlamaya korkar oldum unuttuklarımı.
  Ruhuma dönüyorum, meditasyon yapıp işaretler topluyorum. Rakamları, tarihleri günleri takip ediyorum. İyileşiyor mu düşünceler evet. Ama bir zaman sonra hissettiklerim karşında delirdiğimi zannediyorum. Sadece yaşamaya çalışıyorum....

Farklı olana yönelmekmiş yanılgım.


Sakin sessiz huzurlu bir hayat istedikce bu durumdan bir hayli uzaklaşıyorum. 
Sıradan olanı değil de, hep farklı olana yönelmekmiş yanılgım.
Güçlü olan ben mişim. 
Beni ben yapan her neyse.
Elbet bir gün, ehlileşecek olan sonsuzluğum.
O da beni bekliyor, biliyorum.

20.02.2020

Rasta yapımı ve bakımı "günlüğüm



   Yıllarca rastalı saçlara hayranlık duydum ,belki duruşu belki de minimal bir havasının olması belki de ülkemizde pek yaygın olmayışı. Kuaförde çalıştığım süreçte bunu yapana hiç rastlamadım. Özel bir afiş asmadığımız içinde hiç soran olmadı. Daha çok afrika örgüsü standartları. Bu iş de en az onun kadar emek ve zaman gerektiren bir durum olsa da, işlem den mutlu olmama gibi olasılık karşında dönüşü olmayabilir. Belki de bi o kadar ugraşılarak saçların büyük kısmı kurtulabilir.
  O nedenle hep cesaret isteyen bir saç modeli olduğuna inandım. Çok kısa saç kullanmayı seven kadınların, bazı olasılıkları göze alarak yaptırması daha mümkün. Benim içinse gerçekten büyük cesaret isteyen bir durum oldu.

Sonuç bu sezon hayatımda hiç görmediğim kadar güneşe maruz kalınca saçlarım aldı başını ilk kez bağımsızlıklarını ilan etti. (Artık nasıl bronzlastıysam cildim bile tam beyazlamadı hala😒))) Kuruması çatır çatır dökülmesi özellikle üç kısımların incelmesi 2 sene önceki paylaşımımda hatırlayan vardır epey uzun saçlarımı kesmiştim. Bu kez kaybedecek bir saçım yok diyerek ihaleye rasta seçeneğini de sundum. Nerden esti bilmiyorum ama, bu kez yeni bir başlangıç isteme sebebim yok kesilecek yanii. Rasta yapıncada kesilecegine göre. Öff 2+2=4 işte ! :))

Rastadan önceki son fotoğraf
Saç uçlarının kayboluş gidişlerini görebilmeniz mümkün:))

Gelelim Rasta yapımına
Krepe tarağı ve 0.5 uçlu tığ suç aletlerimiz. 

Peki bunlarla ne yapıcaz???
Saçların temiz olmasını tavsiye ederim. Temiz ve kuru saçı önce istenilen ölçüde tutamlar halinde ayırıp bebe lastiği ile diplerden bağlayın. 
(Ben tembellik edip bunu sakince yapmadigim için dolaşan saç diplerim yüzünden pişman oldum. 🙈 sonrasında rahatsız edenleri yarım saatte açarak ! Taradıktan sonra aynı işlemi ikiye ve üçe bölerek tekrar yaptım. ! Siz bu hatayı asla yapmayın derim.

Tutamları olabildiğince ideal ölçülerde yapın. Ne çok ince nede çok kalın olsun. Yıkandıkca şişme ve tifsime yapacak zaten.


İşlem sonrası ilk fotoğraf tam olarak oturmamış gevşek ve karışık tutamlar :)
Bu yüzden şunu söylemeliyim ki.
"BIR RASTALININ TARAĞI TIĞDIR" 🤭🤭

toparlanmış ama hala oturmamış rasta.
Yapılan işlem sonrası gelinebilecek en son nokta.

....................
Tutamlara ayırdığınız saçların dibine krepe taragiyla hafifçe krepe atıyoruz. 1.2.3. Şeklinde sayıp bırakabilirsiniz. 
--Her bir rasta saçın boyunu kisaltacagindan birde krepe ile bu durumu arttırmama ya özen  gostermeniz lazım.
... 
Ve saçı iki parmak arasında sıkıştırıp destekleyerek tığlayın. Tutamlar içindeki saçı hafif hafif çekiştirerek dışarı çıkın. Saç sertleşip dolaşama kadar uçlara doğru bu islemi sabırla sürdürmeniz gerekiyor. :)
Basta çok zor gelebilir ama eliniz alıştıkça daha çabuk şekil aldığını fark edeceksiniz. Her tutamın ortalama yapım süresi 15_30 dk arasında değişebiliyor.


Bitmiş ve tamamen kalıplaşmış haliyle merhaba 👍🤗 bana göre saç boyu fazlasıyla kısaldı ve uç kısımlar cansız olduğu için yinede çelimsiz durdu. Önleri daha rahat kullana bilmek açısından serbest bıraktım. Hatta kestim bu şekilde daha  hoş duracağını düşündüm.
 En son yinedeee ! bu saç beni tatmin etmedi açıkcası. Ama bir süre kullanmak durumunda olduğunu düşünüp ne yapabilirime karar vermeden önce kafamda bi ampul belirdi 🙃

Unutmadan !!; kalıp gibi kusursuzca duran rastaların bal mumu sürülerek yapıldığı gerçeği var. Dax gibi düşünün ama yıkanınca çıkmayan. Kafada kalıp sıcak suyla yıkanınca eridiği koku yaptığı söylemleri filan. Bu ihtimaller yüzünden o saç kusursuz durmasa da olur bence :)) 
Her gün  yıkanıp bakım yaptığım saçlarımla misler gibi kokmak varken iki hafta da bir yikayıp pislik pislik insan icine cikamam. Heleki partnerinizin bu yüzden soğuduğunu düşünsenize. Yemin ederim kes dese şu dakika keserim bile! Abartmıyorum. Bütünlük uyumu diye birşey var ama kimsenin kimseyi de ayyy ben böyle mutluyum diyede yaptığına kılıf bulmasını doğru bulmuyorum. 🌹

Bakımı nasıl olur??; minimalis kafası yaşayan ben ne güzel bakım gerekmez taramaya gerek yok krem yag vs gibi akla gelebilecek herşeyden kurtulacağımı sanmıştım. 🤭
Aksine daha fazla şampuan saç kremi yağ hatta daha farklı bakıma mahal oldu. 
Yıkarken biraz zorlayacaksınız. 
Sacta sampuan kalintisi kalmamasi icin, Naylon dus jeli lifine sampuanı sıkıp köpüreterek diplere sıkıp parmak uçlarınızla temizlendiğini hissedene kadar ovalayın. Sonrasında saç uçlarına geçip köpüğün iyice aktığında emin olana kadar iyice durulayın. 
Sprey şişesiyle şampuanı sulandırarak saç diplerine sıkanda varmış mantıklı bulmadım. Zaman kaybı.
En son zaten sert olan rastların kuruduktan sonra iyice sertleşmemesi için uçtan dibe doğru bolca saç kremi kullanmak gerekebilir.
Hatta durulanmayan saç kremi hindistan cevizi yağı kullanmakta faydalı olacak.
Duştan sonra mutlaka en azından dipleri kurutmak çok iyi olur. Çünkü gerçekten kuruması kışın neredeyse imkansız gibi.


 İşte o kafamda beliren Ampul❣❣
Iki sene önce kestigim sacları rastlarıma ek yaptım. Sadece uc taraflarına doğru tıglayarak. 
Evet kestigim saçlarımı hep saklıyorum. 
Çünkü  kaynak gerekebilir.
 Son kestigim saçlarım rastalarima can verdiler.


Veee Tatammm.
Bu seferde böyle. 


Yıllardır ara ara blogda yazıyorum. 
Şu gün şu geldiğim noktaya bazen şaşıyorum. 
Sürünerekte olsa hatalarla birlikte dogrulara dogru inanarak geldim bu günlere 🧿
Ve çok kısa zamanda tekrar anne olarak bu bloğa tekrar yazacağıma da inanıyorum  !!!
 Hatırlayanlar bilir hamileliğimi ilk ögrendigim anda, ilk başlığımı açıp içimi dökmüştüm.
Sonrasını hep merak ettiniz. 
3 yıla yakın aralıksız yazdim, destek verdiniz.
 Çağrı artık 4 yaşında, yanii bebek değil. Ve ben bircesaretle kendi yoluma düştüm. Iyi ki de düştüm. Kendimi tanıdım neler yapabileceğimi gördüm. Insanları gördüm sonra tam manasıyla.
 Birinin baskıları altında yaşadığım kafesimi kırdım en önemlisi. 
Hep değersiz ise yaramaz biriymiş gibi hissettirdiler. Inandim belki, yetmedi basit düşünce kalıplarının altında da ezildim bu yüzden. Inanmak istediklerimle yanıldım.
 Ve şimdi kendimi dinleyerek kararlar verebildigim için güçlü hissediyorum. Dünyanın neresinde olursam olayım ayakta kalabileceğimi biliyorum.
 Çok mutlu olmayı hak ediyorsun dediniz hep, dualar ettiniz. İnandım, çünkü  ben mutlu olmayı beni ben yapan herşeyi hak ediyorum. 
Daha çok yazacağım,
 şimdilik herşey için teşekkürler 💚 
içimden geldi. 

16.11.2019

Öff gene ben! Durum bildiriyorum



  Ay valla gene ben, sıkıldım durun az daha öflicem. Öff be! En son ne diyordum. İki otel degistirip sonunda eve dönmüştüm. Kalbim kırıktı. Bir hafta sonra bir telefonla yelkenleri suya indirip aynen pılımı pırtımı toplayıp Belege geri döndüm tabii.
  Sonra 1 buçuk ay iş aradım 1 buçuk ay! Kafaya koydum ya kimseden yardım almadan bi yere kapaklanıcam. Belek bölgesinde neredeyse bütün otellere Cv bıraktım. Alım yokya, tanış olmayınca torpilde yok sezon ortası diyerek gönderiyorlar .
  Tam iş buldum evrakları hazırlattılar mesaj atmış barlar şefi alım durdu şuan diye. Tam teslim günü.Kahrımdan ölmek uzereyim o kadar. Birazda içmiştik. Acıktık, bizim evin az ötesinde burger kinge, gittik oturduk.
 Tam karşımdan gelirken içeri girmeden kasa önünde kendi şefimi dikilirken fark ettim. Gözümde de lens var hemen seçtim yanii. Onun tabiriyle kedi gibi yanaştım, sırıtarak sordum. Şef ben hala iş bulamadım napim. ???!
Kesin içinden gene içmiş, hatta içmiş de, içmişler. Diyerekten bi süzdü.
Yanımdaki heeee şey?!
Merhaba'
Neyse o kadar diyorum sana git o otele güzelce çalış diye, gitmiyorsun?
Tamam gidicem...
Derken aradı hemen görüşmeye gittim ve alındım. Bu sektörde arkanda birileri yoksa hiçsin hic!

   Ayy ben iş buldum 4 aydır gündüz bile çalıştım. Nasıl mutluyum nasıl güzel otel ilk otelim gibi, yirim yirim. Öyle böyle değil. Herkesle gırgır şamata alıştım aşığım işime. Kesin kadrodayım,  baslarda öyle hevesliyim işime.
 Derken kadroya kalamayan tek bayan ben oldum!! Niye yanii niye! Ay biz askıya gönderdiğimiz adamın kusurlarını söyleriz dediler. Merakla bekliyorum.
  Bi iki adam aldılar odaya sırayla konuşup gönderdiler. Sıra bana gelince üçünüz bir gelin oldu. Girdik oturduk karşılıklı. Bekliyorum merakla ne dicek ne kusurum var. Ama Yok!adam bi benle konusmuyor. Çatladım sordum. Hemen karşıdan  bi selektör çaktı öteki sef. Sus manasında, gelecekmişim geri falan filan. Anlamadım ağlıcam nerdeyse, bu süreçte ev aile özel hayat herşey bi alem. Çalışmam lazım hedeflerim var, mal gibi arkama baka baka döndüm yine ailemin evine.

Bu tarz resimler yüzünden degildir umarım

  Planlıyoruz olmuyor, planlamıyoruz ne oluyor. Hep bi sürpriz. Blog yazarıyım lan ben ağzımı da bozdurdular. Neyse durumlar bu mecburen geldim geri yanii.

  İşin özü 4 ayda var ya neler gördüm yasadım neler. İş ve ev arasında, nasıl onlarca sorun yaşadım bilmiyorum. Birini öldüresiye dövdükten kısa bir süre sonra özel bi rahatsızlık yaşadım o vesileyle alkol beni bıraktı. Haftalarca yattım dr dr gezdim o arada kazandığım paralar nereye gidiyor belli değil. Sürükleniyorum yanii ama çok mutluyum. Hepsini anlatıcam. Hayallerim büyük  hüzünlerimde olacaklar var inşallah  dediklerim bir o kadar. Bol bol dua ediyorum şükür ediyorum. Bu arada 2 dövme daha yaptırmış bulundum. Devamı da olacak. 2020 de neler duyup göreceksiniz neler. Şimdilik hişşş....


22.06.2019

Hayat Cesurlara Torpil Geçer

 
 Yazmayınca kocaman bir hiçim, çünkü konusmayı bilmiyorum.
   Ögrenir miyim sanmıyorum, aslında onuda bilmiyorum. Şu sıralar hiç birşey bilmiyorum. Düşünmeyi dahi unutuyorum. Telefonda dakikalarca sorduğu soruya cevap almayı bekleyen dostlarım var. Plansız gidiyorum, plansız dönüyorum. Hatalarla, boşlarla. Görmeden duymadan yaşıyorum. Üstelik bilincindeyim herseyin. Yalanım yok dogrumda yok. Bagimlılar gibi, hedefimde ısrarcıyım mücadele yok .

 Güzel demiş hayat cesurlara torpil geçer diye. Aylar oncesinden yazılmıştı bu kitap bana. İhtiyaç hisetmedim, en çaresiz hissetigim anda ise aklıma ilk gelen oldu. O gün epeyce aradım bulamadım, niyetime koydum bulamadığım ama ihtiyaç duyduğum şey her neyse o gün gece çıktı aslında tam karşıma. Bilincindeydim, bilincim kapalı anlattım. Sindiremediğim fikirlerim, acabalarım vardı aklımda kendime konduramadıklarım.
  Hayat cesurlara torpil gecerdi ama ben sadece kelime oyunu yaptım. Karşımdaki tam bir eşekti çünkü. Yaramaz bir çocuk. Sevgi yumağı. Kozasından çıkamamış ipek böceği. Tek gözü acik seyir ettim. Yüzünün aldigi sekli, kendini anlatabilme çabalarını,mimiklerini, utancını, şaşkınlıkları, gülerken gözünün görmeyişini, bakarken gözlerindeki ışıltıyı. Teninin kokusunu...
 Hafife aldım önce herseyi. Sonrası içinden çıkılamaz boşluk.
   Ne sacmalıyordum hala? Gittim...

  Aradım tekrar buldum. Önce onu, sonra ondaki beni. Kaldırabilir misin dedim. Kaldırırabilirim dedi yalancı. "Ben çözerim o düğümleri, ama ben çözdükçe bağlarsan?? " Her şey bir yere kadardı çünkü.
-Git desem diyemem, bir hafta bekler misin desem çok geç dayanamam.
-Emin ol, emin misin, eminsen..

"Kimse kusurlu birini sevmez ama kusursuzda sevemez, biliyorum.
Ben kusursuz severim.
Hiç bir kimse bu kadar iyi gelmemişken, hiç bu kadar da dokunan olmamıştı.
Dozu aşılmış her ilacın bir yan etkisi olduğu gibi.
Sorgulamamalıydık, sorgulanmamalı.
Yarını düşünmeden gülebiliyorken sorgulanmamalı.
Hüznüme sakin olmayı ögret, öğret sende bilmediklerimi.
Değer mi sorgulama, değmese de eşlik et. Korkma.
Ben bizi anladım, kırgınlığımla.
Allah şahidim bir daha asla."


20.06.2019

Kürkçü Dükkanı' High Class bebeğim

  Veli'nin "high class bebeğimm piiss leşş" sözleri hala kulaklarımda. Uslup meselesi. İki ay öncesi, Alice kostümünden arınıp gayet sıradan sakin bi otele geçiş yapmıştım. Hayır niye sürekli söylentilere kulak asıp cırpınıyorum ki. Ne bekliyorsam, gittik. Gittimm. Sen kim bundan sonra bargirl olmak kim, arafatta kalmış gibi bir bucuk metre kare alanda cebelleşmek yerine karşıma çıkan ilk fırsatta üzülerek veda ettim yeni bulduğum  arkadaş ortamına. Araa sorr, heee.. Olur. Ben aramasamda onlar soruyor da buraya kadar herşey ne kadar da sıkıcıymış anlatmicam.


  Ama ne olduysa şu son iki ayda oldu. En dibi gördüm diplerii. Daha ne kadar kötü olabilir hersey bilmiyorum. Millet sahil kenarında şurada burada düşünür yaşadıklarını. Benim aklım evin banyosunda geliyor. Saatlerce sıcak suyun altında artıları eksileri mutluluklarımı hüzünlerimi arıyorum. Safsın diyorlar, ama o tam olarak öyle değil be. "Mucize" mucizelere inanıyorum. Sırf bundan geliyor salaklığım. Sanıyorum ki biri çıkacak diyecek ki bundan sonra sen hiç üzülme ben hep yanındayım. İnişi de çıkışıda bundan sonra benimle tadacaksın. Lan boyle mucizemi olur mal!
  Sen bir kere sevmeyi bilmiyorsun. Sevince sapıtıyorsun zaten. Dokunuyor sana, hazımsızlık yapıyor alerji gibi kaşındıkca kaşındırıyor.
  Sevmiyorsun bari sevilen taraf ol. Tırtt onuda beceremedin. Hedefler farklı beklentiler ayrı. Sevilirken iş budalası! Severken sürünen manyak.

  Kalp kırmak bana göre degil zaten. Misal bosanmak istedigim esim sırf asker diye bosayamadım. Al Gelsin bosarım dedim, baktım hersey yolunda gibi patt orta yerde karnımda 3 aylık bebekle kala kaldım. O durumda bile ben, dibe vurduğumu hic hissetmedim. Ama yanlızlıktan gebermek uzereydim gebermek!. Tam ferahladım biri çıktı anlattı da anlattı. Hep bi mucize meraklasıyım ya, imkansız diye düşünürken olabilirimle tekrar düştüm kırıldım.

 Ulan ne cok kirildim. Kariyer diye koştum, koştum, tam depar almışken yeterki insan olsun hayatımda dedigim yerden yine vuruldum. Neden hayatımda, iş için, arkadaslık için, cak icin cuk için. Cekilir bi tarafıda yok ha. Ne bekliyorsam acıkcası söyleyim. Ben aşk istiyorum. Aşık olmak, belkide sadece acı çekmek için yapıyorum bunu. Ama biliyorum ki hayatımda beni hem yıpratacak hemde yüzüne bakınca tapınası bi hayranlıkla bana herseyi unutturabilecek.

   Ama yok yok yok! İşim ve ben elimde bu kez tepsi waitress olmanın sevimsizligiyle. "Waitress" yanii bayan bar garsonu. Dogru yazın şunu. Ne mülakatlarda bar garsonu bile olmam barın içinden cikartamaz kimse beni diye restleşiyorum ya. Tükürdüğümü yaladım. Hadi bakalım. İsteksiz garson. İşini sevmemeyi tam anlamıyla yaşıyordum yine. Sabırsızımda, Bu kez yanımda destekcim yok. Arkadaşım barmenim sırdaşım her boku anlattığım derlestigim insan. Otelde iyide dışarda Tırt işte. İcim bu kadar acımasızlaşmışken otel içinde de ayakta durmayı ögren bi zahmet Tılsım! 


  Bu yıl dileklerin hayallerin var belki bi mucize. Kalp kesiği en kötü insanı bile acıtırmış ya. Ummadık insan geldi hayatımı bir haftada bok edebildi. Ben izin verdim mi hayır, en son bi akşam telefonu elimden alıp bogazımı sıktığını hatırlıyorum. Ama hatırlamıyorum gibi. Zorla hayata sızmaya calışanları saf kabul "ama cok iyi bee, canım canımlarla önce kendimi sonra başkalarını kandırmaya calismalarım yok mu? Şu yasta cocukların bile bildigi en savunmasiz anımda öğrendigim ders " yine kimseye güvenme". Hatta ona sakın guvenme diyene bile.

  Mucizelere cok inaniyorum. Kahramanlara, aşklara, ilk görüşte var oluşa, sonsuzluğa, masallara. Pinokyo'ya inanıyorum. Pinokyo'nun bir gun gerçek bir cocuk olabileceğine inandiğı gibi inanıyorum. Batan titaniğin geri dönmeyecegini bildiğim halde inanıyorum. Toplamaya çalıştığım ne varsa, topladıkça dağılacagını bildigim halde. Kimdi "olmuyorsa zorlama bırak dağınık kalsın" diyen. Kalsın o zaman. Vazgecilmez olduğuna emin olan herkes bir gün gider nasılsa. Oda gitti ben gittim. Mucize yokmuş, benim gibilere. Olmasın madem.


Bi masal duymuştum; şöyle diyordu.
Aşk mı?
Şuan uykuda kendisi.
İçimden aldığın baharın hangi rengisin?.
Senide sarsmıyor mu gönül güvertesi.
Aşkta senin gibi yalnızlığın özentisi...

  Bela kürkçü dükkanına döndü ne yapsın, bohçasını toplayana kadar yine gidecek yeri olmadığını gördü. Hep yaşarım bunu önce rest çeker sonra otururum. Külkesi miyim neyim bee.


 Bu yıl ki ilk totemimi de gerceklestirdim.
Tılsım Yılmaz tek bir karede tüm benliğini konusturdu. 

http://anilarimbombos.blogspot.com/2018/12/yeni-yldan-beklentilerim-2019-mim.html?m=1

16.04.2019

Bu Şehrin Gereksiz Hizmetkarları


   Sevgili günlük arada bi sende yaz. Efsaneler şehrinin şatafatı altında yazamadım sana. Hatırlar mısın dünyanın en sevimli masal kahramanlarını? onları öldürüp gömmüşler buraya. Boynuzlu 3 kırmızı adamı kahraman diye şehrin kapısına dikmişler. Altın yaldızlar altında. Çağrı görse korkar. 
Bilemedik ne desek, ne desek 
Neyse geldik, buraya ilk gün dünyasından çalınmış canlılardan insanların cığlıklar atarak eğlendiği demir korkuluklara kadar gezdik gördük. 
  Yüksekten korkar penguenlere ağlarım.
  Neyseki konumuz bu değildi. 
Barcıyız biz.
sonraki gün barda Cimbali görünce mutluluktan uçtum biraz. Keşfedilmemişi keşfetmem toplasam 3 saatimi aldı. 
Kahvesi hayal kırıklığı. Tatsız, kokusuz damakta çok acı. Yine mi background derken 3 gün sonra küçük bir barda sadece sıcak içecek çıkartırken buldum kendimi. 
  Bakmayın aslında' ilk gün' insanlar yüzünden uymadı olmadı bana burası diyerek istifamı verecekken üçüncü gün hakkımı kullanmıştım.
 Çalışma adabında birlik olunup birbirinin acığını kapatmak değil de acmak için uğraşan insanlarla aynı ortamda bulunmak bana göre hiç hak değil. Ben 9 ay en çok bunu öğrenmiştim. El ele olmamız paydosa paydos dememiz bu yüzden.
Sefim, yeni gelen bir kaç güzel insan dışında. Çıkar hırsıyla yıllarını harcayabilecek bir takım grubu ben sevedim. Kuralların canı cehenneme derler. Ben elbet uyulur derim. Uyulmadığı durumlarda fırsatcılık yapana madalya takıldığını hiç görmedim. 

  Kıyafetler cidden komik sinir bozucu gerçeklikte, giyer giymez kendimi Alice gibi hissettim. Hadi ben minyonumda gerçekten yakışmayan "kadınlar" var. Efsaneler şehri mantığıyla Alice olna fikri bile kullağa hoş gelebilir ama siyah üzerine fuşya detaylar ciddiyet ve masal kahramanı olma üzerinde tartışmak yerine çekicilik katardı.
  Elbiseleri gördüğüm anda bile hizmetciler ben bu otele gelmemeliyim demiştim!

  Bu sene bir telefonla başlayan Side planı, yine benzer bir durumla son bulmuştu. Bu sektörde cidden ısrarcıyım. Otellerde sorun yokda yeni ortamda yine yazarım. Buda bizim gibilere ders olsun diye not edeyim istedim. Başkalarına bakmak yerine hedefinize odaklanın. Başarı bu kadar kolay aslında  

8.03.2019

Yine Yeniden!


  Resimden de anlayacağınız üzere sahalara dönüyorum. Yeni deneylere hazırım. Bu seferki formülasyonlarım daha iddialı olabilir. Hem çalışıp, hemde bol bol not tutmaya devam. Kokteyllerin sonu yok! Ah birde patent alınabilseydi ama yok işte. Bu kez blogumu sessiz bırakmamaya çalışacağım da, hadi bakalım hayırlı. Biz artık Sidedeyiz. Belekten asla dönmek istemeyen ben resmen daha önce kuaföründe iş imkanı bulduğum otelin bu kez barında olacağım.
  Ahh Belek çok özleniyorsun. Ama başka baharlara kaldın. Evime döndümmmm bennn. Bu arada boşanmışımda. Ciddiyim! Şükürler olsun ki! Az daha zaman geçsin anlatırım. Barı seviyorum. Çılgıncasına yükselicem göreceksiniz! İddialı durayım da modum yükselsin yahuu. Hem bakarsınız yakın zamanda Side de ünlü bi cafe'nin barında kendi içeçeklerimi yapıyorda olabilirim. Kim bilir...
Sevgilerrr.

6.02.2019

Biraz Sohbet 2 - Hakkımızda


  Merhaba, öncelikle hepimize geçmiş olsun demeliyim sanırım. Google Plus Blogger dan elini ayağını çekeceğini duyurmuş. Blogumuza zarar gelmesinde ne yapalım. Bu isten en çok zarar görenlerdenim aslında. Google+ özelliğini çok kez kapatmak istesemde yorumlar gidiyor diye vazgeçiyordum. Deselerdi bir gün zaten silinecek o kadar emeği-emeğimizi heba etmezdim. Şuan hiç birinizin mesajı bende yok. Blog yayınlarımın altı bomboş. Neyse üzülmüyorum, hep söylediğim gibi blogum benim günlüğüm. Kimse okumasa bile ben hep yazmaya devam edeceğim.
Yıllar sonra tam 2015 de blog yazmaya yeniden başlamıştım.
 Benimle üzüldünüz acımı paylaştınız. Günler geçti, aylar geçti .. O zamanlar hamileydim, Çağrı doğdu anne oldum. Anneliği anlattım sizlere tecrübelerimi paylaştım. Çokca da geçmişimi yazdım. Güldük, hüzünlendik, eee yuh ama artık dedik. Dua ettiniz. Dualarınızı aldım.
Moral oldunuz,  sayenizde iyi oldum. Hatta bazılarınızla sabahlara kadar dertleştik. Dert ortağı olduk. Siz anlattınız ben, ben anlattım siz dinlediniz. Birbirimizin tecrübelerinden yol aldık. Minnettarım.... Hepinize bana yazan, okuyan herkese. Tanıdığım, tanımadığım.

  Yeni hayat kuracağıma inanmışken çok şey değişti. Çabaladım, çok yol yürüdüm. Aslında bakarsanız çok birşey değişmedi de hayatımda. Daha yolun başındayım, yeni hayallerim umutlarımda var. Bazen tembellik edip yan gelip yatarken asla yapamayacağımı düşündüğüm "şu halime de bak dediğim" hayallerim.
  Bazen de neden istediğimi bilmediğim seyler aslında... Neyse.
Yazmaya devam edicem. Hayatın yönü nerdeyse o tarafa. Nereye götürürse. Sonuçta kim derdi ki birgün bu blogda miksoloji bölümü açacağımı. Belki ilgili degilsiniz, bende öyleydim. Ama birgün gerekirse, her zaman çok küçük detayları yakalayabileceğiniz postlarımı unutmayın.

 Uzun uzun her haltı yazan Tılsım Yılmaz. Hayat nasılda değişik birşey yahuuu!

 

 Günler kısa ama zaman geçmiyor. Sağlık sorunları bir yana kendimce yeni uğraşlar buluyorum. Son bir haftadır hatıralar-anılar ve koleksiyonlarımdan oluşan bir dinlenme odası yapmaya karar verdim. Parfüm koleksiyonu, kitaplık okuma köşesi derken, uzun zamandır heves edip ne yapmam gerektiğini dahi düşünmediğim bar arabasını da kendim yapmaya karar verdim.
 Demir askılık ve eski kapı çıtalarından yaptığım bar arabam.! Kullanılmayan esyalardan yeni baştan üretmek ne kadar mükemmel bir haz. :))
 Tavsiye ediyorum; istediğiniz birşeyi önce nasıl üretebilirim, ben bunu yapabilir miyim diye düşünün. Araştırın ve harekete geçin. 

21.01.2019

Biraz Sohbet


 Merhaba, biraz sohbet edelim istedim. Farkındaysanız bir süredir buradayım. Şimdilik İki ay kadar :) yeni gelenler için ben Figen Yılmaz. Tarih 22 Ocak 2019. Şuan gecenin ikisi. Sıkıldım uyku tutmadı. niye yazmıyorum ki dedim.
Hayatımın gercekten en sıkıcı kış dönemindeyim. Kasım sonu gibi neredeyse 8 aydır çalıştığım otelden ayrıldım. Öyle pat diye ben gidiyorum dedim gittim. Yeni hayat planları, soğukların bana verdiği psikolojik etki. Annemin ameliyat süreci. Çağrı'nın bensizlikten sıkılması. Beleğin inanılmaz soğuk olması. Ve daha fazlası. Çıktım geldim evime. Nasıl pişmanım ama ne değişecekse. Mecbur kaldım bir yerde... Çalışma aşkıyla resmen yanıp tutuşuyorum. Özlüyorum epey bi. Neysee ki zaman çabuk geçiyor bir yerde. Her yer çicek açtığında bize de güneş doğarsa tekrar çıkıp gideceğim. İşime, büyük ihtimalle yeni bir otelde Şefimle ve bir çok iş arkadaşımla birlikte. Ekip olarak, olana kadar şimdilik hayal.

 Dahası inanmayacaksınız belki ama hala mahkemem bitmedi. Bu duruma çok sinirlenip zırıl zırıl ağladığım anlar oluyor. Soy adımı istiyorum ama ne zormuş. Cidden bosanmak evlilikten çok zormuş. Evlenmek için gercekten acele etmeyin. Nasihat degil, çok samimiyim bu konuda. Ben inandım tamam, yaptım kesinlikle net bir hata. Yok pahasına kimseye inanıp bağlanmayın. Bırakın karşınızdaki her kimse sizin için çabalasın. Ölçüp biçin, her anı herseyi dolu dolu yaşayın. Söz, nişan her neyse hepsi yerinde gerçekten güzel. Doyana kadar birlikte geçirin her günü her anı. Sonrasında zaten hiç durmayın. En azından bir gün o evlilik biterse geriye bakıp ah etmezsiniz. Kaybettikleriniz yüzünden yıllarca mahkemeden gelecek haberleri beklemek yerine herkes hakkıyla yoluna gider.


 Çok fazla dolmuşluğum var elbet. Ama insanlar değirsir ya. Bende değiştim,  her anlamda çok büyük ölçüde. Kızıyorum bazen kendimde. Ciddi ciddi sallamıyorum bazen kimseyi. Olduğum gibi içimden geldiğince cekinmeden zırvalamadan dosdoğru pat diye yaşıyorum. Hayır diyebilmeyi, düşüncelerimi yazmak dışında dile getirebilmeyi de öğrendim. O an ağlamam gerekiyorsa da ağlıyorum. Herkes görsün evet ağlıyorum, çünkü kızgınım. Yada duygusallım! Nasılsın dediklerinde kötüysem kötüyüm. İşime sahip çıkmayı, sorumluluklarımın arkasında durmayı, bana uymayana dur demeyi. Hayat tüm kötü süprizlere rağmen çok kolaymış. Ben sadece yaşamayı bilememişim.

 Birine bağlı kalarak yaşamayı hiç hata olarak görmemistim. Hala görmüyorum. Evlilik uyum gerektirir derdim hep mesela. Ama uyum onun adı. Başkasının kolunu kanadını kırmak değil. Kendi çıkarlarınız düşünceleriniz mutluluğunuz için başkasını istemediği bir seye zorlamak becillik, hiç özgürce bir hareket değil. Güvensizlik, canice. Kızıyorum bazen nasıl izin verdim bu kadar mutsuzluğa. Yıllarca çalışmayı bile sevmiyorum zannederken, resmen meslek değiştirdim. Sürekli araştırıp planlar yapıyorum.

Yiyemediğim şeyleri yiyebilecekmiş gibi hazırlayıp, iki didikleyip bırakmayı seviyorum.
 Ziyan olmuş filan umrumda değil ben yiyincede çöpe gidiyor zaten. 

Hasta olmadığım halde sürekli hastalıklı gezmekten, stresle yaşamaya alışıp normal birşeymiş gibi kendimi sevmemekten bile memnundum. Şimdi sevmeyi, sevdiğim gibi olabilmeyi. Bunu yaparkende hiç zorlanmayacağımı ögrendim. Modumu düşüren ne varsa beni yormaya başladığını gördüğüm anda oradan uzaklaşıyorum.
Sizlerde deneyin korkmayın. Kalıplardan kurtulun.
Sizi mutlu eden şeylerin peşinden koşun ama gercekçi şeylerin. Manevi huzur satın alınmaz.

Bana da yazın, bir süre daha burada olurum. Marttan sonra belki. Eskisi gibi hikayelerim yok, üzgünüm ama varsa eski yazılarımdan istek belki yapabilirim. Bol bol link bırakın geleyim. Blog kardeşliğimiz hep daim olsun..  Hayırlı geceler ..

ailem

13.11.2018

6 Ay 26 Gün

  Sanırım şuan tam 6 ay 26 gündür iş hayatını sürdurebilmekteyim. Az göründüğüne bakmayın rekor bi sure bu. Benim için... Bilirsiniz ya hanii uzun sure aynı işle, aynı mekanda meşgul olmayı sevmem. Meşguliyet, keşif. Neysee geçin bunları mucize diyorum. O tarz uzak bi tanım değil canım. Eli kulağında bugün yarın, bugün yarın net önümüzdeki ay derken zaman pıtır pıtır geçip gitmiş. Tabii geçip gidene kadar ben en az on kere trip atmışımdır istifa ediyorum diye.
  Gel gelelim salakca bi puanlama yapmışlar neye dayanaraksaa. 74 mü? Az değil mi be?
Çok iyi bi rakam bu.
Neyee dayanarak.? Torpil var mı, düşün düşün... En fazla iki kişiden çıkar herhalde diye durumu kendi kendime analiz etmeye çalışırken. Hopp çalışmalarınla cevabını aldım.
Turizim okumadın.
Evet.
Dil yok. (asla olmayacakta)
Bunları çıkınca geriye... Cok iyi bi rakam.
Hımmm...
-Bide alkoller konusunda kendini eğitirsen....
Hoppp dur orada. !"O konuda çığır açtığımı düşünüyorum!"
Barmanim yada Barmaidim diyen kac kişi kullandığı alkollerin içeriginde ne olduğuna bakma gereği duymuş ki. Tekilanın ilk nerede nasıl kime hitaben üretildiğini! Gin'in ilk nerede ne sekilde yapıldığını geçtim, ilk Gin markasının adının nereden geldiğini SORSAM, biliyordum ama yıllar oldu ben bu sektöre gireli unuttum derler.

  Tabii tüm bunları düşünürken ben çoktan kapıdan çıkmış "çığır açtım"derken ki imalı bakışlara gülüyorum.
Buralarda meyveyi votkasız, limonu tekilasız, kolayı viskisiz içmediğime kanaat getirmiş olmalılar Kİ, Yediğim içtiğim hiç ayrı gitmeyen,

-Hepp İsmail bozdu bunuda. Annemmm geldiğinde ne mülayim kendi halinde bi kızcağız dı. Ne desek itiraz etmezdi. Ne içiyor lan bu"

 Yeter beee!bütün gün sıçtınız ağzıma yardım filan etmiyorum!. Gidiyorum, gideceğim tabiii!
Tamam sakin bi bağırma diyen bar kaptanının öyle bir bakışı var ki aklından bunları geçirdiğine o an emin oldum.
-Canım ben çıkıyorum.
-Tamam görüşürüz.

Yooo ortada sorun filan yok hepsi benim kafamda.
-Çık dışarı yardım et.
Beklenen cevap tamam şef.
-Bütün gün dondum be, bide yardim mı edicem, ben gidiyorum.
En başta koşulsuz şartsız herşeye tamam diyen ben, hayır demek için ya yürek yemiş yada aşırı derecede içmiş olmam gerekir. Onlara göre B şıkkı. Bana göre C şıkkkı. "Bıktım sizden, beniii siz delirttiniz."
Bugun yarın kovulurum. Bugun yarın kovulurummm....hadii inşallah.

-i hiiii hiii hi kralsın kanka! Daldın gittin yinee...
-Aybuke o kaşığın yeri orası mı ?!
-Tamam kızma alırım.
Kendim alıp koydum bile. Sanirım bu yüzden kovulmuyorum. Yapmam istemem derken bile yapmamam gereken işleri dahii yaparken buluyorum kendimi.

-Valla bıktım sef benden başka bu işi yapacak adam yok mu, niye ben. Neden ben, ben neden hep tek çalışıyorum!
-Haklısın bizde ona göre elimizden geldiğince....sen bi çık git yemeğe, sakinleş biraz konuşuruz.
-Tamam  şu bardakları barın içine bırakayım öyle giderim. Giderken çöpleride alsam mı? Git gel olmasın.
-Tamam ecele et.
Bir saat sonra....
-Sen daha gitmedin mi?
-Ya koliler varmış heryer heryerde bırakıp gidemedim...

  Anlatırken fark ettim. Kadroya alinmak için iyi bir neden olabilir. Sonra kendim edip kendim buluyorum diyerekten istemiyorumm diye mesailerin iptalini istedim durdum. Yazdilar gitmedim. İş restleşmeye kadar gitti. Lojmancı degilim ki anacım evde çocuğum var benim. Gündüz ona gece size hizmet nereye kadar böyle. Bırakın ben uyuyacağım derken. Hoop oldu mu şimdi hep birbirinin benzeri atışmalarla 6 ay 26 gün. Artık alıştık standart ya, Tılsım sadece duygusal geçiş yaşıyor. Arada geliyor bana afakanlar böyle. Yapma etme diyen canım tutuyor elimden tamam geçicek, az kaldı bırakacaksın bu işi. Bırakıcaz derken tam 6 ay 26 günn. Eee söz verdi, ne yapalım herkese herşeye rağmen hepp yanımda olacakmış...


Düzenleme: 15 kasım persembe tamda işten ayrilmaya karar vermişken gecesinde az daha kovuluyordum. Gece müdürü kurtardı, ayıp olmasın diye bi süre daha devam edebilirim😂😂😂
Not: 25 Kasım günü otelden ayrıldım :))

6.08.2018

Kızım


Hala varlığına, benim oluşuna inanamadığım dünyama gelen en muhteşem varlık...
Zamanın delirmişcesine akıp gittiğine seninle şahit oldum. Geçmez sandığım tüm hüzünlerimin bir nefeste kayboluşuna.
Her anına, şükretmeyi borç bildim.
İyikim, iyikilerim.
İyiki varsın dediğim.
Herşeye, herkese rağmen tüm zerreciğine şükürler olsun.
16 yaş dileğim, beklediğim. 
İyiki geldin.


Dünya'nın en mükemmel annesi degilim. 
Hiç degilim. 
Bir aile bile veremedim belki sana ama...
Amalarım çok fazla.
İyiki benim, iyiki benim benzerimsin.
Hırçın güçlü bebeğim.
Annen olmaktan gurur duyuyorum.
Her zerrene sayısız kez şükürler olsun.

27.07.2018

Tamam Tamam İnandım 27 Olmuşum


 Geçen yıl tarih 27 Temmuzu gösterdiğinde 26 olmuşum diyerekten gözlerimi yan yan devirip bi bakmıştım. Allahım o ne banel, iğrenç bi rakam öyle. Hiç hazır değildim anlayacağınız. 50 'nin yarısı demek lan bu! İnsan yaş ortalamasına bakınca yolun yarısının bi tık altında oluyorsun. Yanii artık aklının almayacağı hiç bir şey yok demektir. Olaylar karşısında şok olmayı bırakacaksın. Cool olacaksın. 

 Bu yılda tam aksine yeni yıla daha girdigimiz anda 27 yaşımı öyle bi derinden hissediyorum ki demiştim. Artık Çağrı 2 yaşına gelmiş ben yanlız bir anne olarak gelecek planları bile yapamaz halde vakit öldürmeye çalışıyorum. Sonra biri bi istek listesi sunmuştu, (burada) ne hayal ettigimden çok, ne hayal edebilirim diye düşündüm ben o gün. Eş dedim, iş dedim, sağlıklı yaşama kendimi zaten çoktan adapte etmiştim. Wuhuu derken bi ev tuttuk, birde yuruyerek 5 dk arayla iş. Gündüz Çağrı'yla olma fırsatı, geceleri kukuman kuşu gibi oturan bana gece çalışabilme şansı. 
 3 dk otele varıp 10 dk giyinip 5 dk da giyinme odasından miting alanına geçiş 4'ü 5 geçe iş başı gece en geç 12:30 da paydos. Daha bitmedi tabii mesai varsa 3-4. Neyse hayal ettiğim bu degildi, hiç degildi, ama iyidii. Çok da iyi.
  27 diyeceğim ama kabul etmeliyim ki 26 yaşımın son demleri bunlar oldu. Düşününce hiç tahmin etmediğim kadar farklı şeyler yaşayıp ögrenmeme yeni fikirler keşfetmeme vesile oldu bu yaşım. Şükürler olsun. 
Çokta yorucu oldu...

 Bugün Cuma izin günüm. Haftalık izindeyim. Çalıştiğım yerden tam yarım saat ötede bla bla bla bildiginiz hani şu kendin yap evimde ayaklarımı uzatmış vucudumda belirginleşen damarları izliyorum. Kilooo almışsın birazz, çokkk iskelet gibi olmuştun yüzün canlanmış diyorlar lanettt olsun!!. 10 gündür geceleri uyku tutmuyor omlet diye sayıklıyorum ne yapayım! Vitaminsiz mi kaldım, hormonlar tavan mı yaptı nedir. Babam bile yedigine içtigine bi dikkat et her yerin kabarmış dedi. Kaşınıyorum.... Dr gidicemde önce şu Hollanda bisküvisinden bi ısırık alayım. Oz PACK de aldım madem hayallerimin bi kısmı oldu oluyor daha da olacak gibi aradan oda çıksın dedim. Yıl sonuna kadar istifamı vermezsem söz güzel bir note book alıp size buradan bol bol yazacağım. Hemmm anlatacak nelerim var bir bilseniz. 

Enerji içmeyin ödem yapıyor. 8 den sonra hiç birşey yemeyin. 1 den 3'e kadar birşeyler içmeyin. İçersenizde elma suyuyla için. Kolada zararlı sek içmeyin. Elma suyu zaten sırf şeker. Enerji şişiriyor ödem yapıyor uyutmuyor. Sabaha kadar alev alev sonra.
-Elma suyuyla iç
-İyi koy bakayım
Farklı kokteyler deneyin, olmadı limonlu şeyler için. Detoks yapın. Tolga'nın içecekleri detoks etkili. Zehir olsa içinde sormayın için. 
Karatay candır uygulayın banada uygulatın. Arkadaş ortamı beni çok bozdu çok. Hıçkkk. Seviyorum kii.

Not: suan tamda diyete karar vermişken kapı çaldı, abimmm geldi. 😒


13.06.2018

Mutluluğumun Fotoğrafı

Yıllarca burada hep hüzünlerimi paylaştım ama buğün mutluysam bu yüzden, yani sırf şu sıralar yüzüm gülüyorsa eger sebebi bu koca insanlar. Bana Dürüstlükleriyle sevgisini hissettirenler... Bu akşam mutluluğumun fotoğrafını belgelemeden olmazdı .

İlk sırada Adina var. Adina chan çekik gözlü starım. Dünya'nın en saf en güzel en masum Kırgız kızı olabilir. Oteldeki onlarcasına rağmen tek ve eşsiz. İyiki var. Kızım gibi bebek gibi sevdiklerimden. Çocuğum gibi seviyorum. Saçının teli incinse yüreğim parçalanır nefes alamam. Tüm güzelliklere layık küçük meleğim ... (Barda garsonluk görevini üstleniyor. )

Adina'nın hemen yanındaki mavi tişört-lü Şükrü. Barmen benim barmenim. Net yani. Kuaforden örnek vermem gerekirse, ustam bense onun çırağıyım.
Elinin altındaki oyun hamuru gibi hissediyorum genelde kendimi. 😄 Dediği dedik, agrasif ve bar içinde sinirli bir yapıya sahip olmasına rağmen dışarıda sakin ve sevecen bir adam.  "Barıma donkunmayın arkadaşım! Barıma dokunmayın! Bir gün gelmedim şu hale bak. Dün burada kim çalıştı. ! şu halee bak. Akşam kapanışta kim vardı gülüm?"

Genelde gün içinde dialoğlarımız şöyle.

Önce dolaplara gir. (Buz dolabındaki eksik içecekleri tamamla demek oluyor bu😄)
Cerezlikler hazır mı?
Arkadan acil bi beylies, chivas,jack bide tekila getir.
Gülüm arka tamam mı? (Düzenlendi mi?)
İçki odasına girdin mi? Durum nedir? (Eksik fazla var mı)
Malzeme çekilmiş mi?
Gülüm shack shack acill? (Kokteyl karıştırma bardagi kirliyse söylenir, yıka demek oluyor bu 😄)
Diski bi indir, sefler laf etmesin. (Tezgahtaki kirli bardakları topla, daha fazla bekletme)
Bardakları sıfırla.
Kokteyl kirazım bugün gelir mi? (Unuttun)
Eksik ne var?
Gelirken kırık buzda getir.
Tılsım siparişten çık gülüm? (İçecek hazırlama, temizliğe gir)
Ayşe teyzeye,iki orta bir sade. (Makinaya kahve at)
Bardak çekmişler mi?
Bu akşam kesin patlicaz burada. ! (Bardaklar eksik veya müşteri çok demek)
Cips cips cipsss! (Cips getir)
Backraund kitli mi¿¿ (aman arka oda acık kalmasın)
Bi latte yap, bu işide iyi ögrendin haaa! (Gaz veriyor 😄)
Kapanışta mısın? Dolapları iyi parlat. (Bari temizleyeceksen dolapları parlat bana yeter)
İçme artık şu çayı! Tansiyonum var diyorsun!

Şükrü'nün yanındaki Hikmet. Zıpır garson, her an her yerden çıkabilir. Sanırım hiç uyku uyumuyor. Adinadan sonra en tiniminicik insan. _😄

  Bu gecenin konusu aslında Soner'di. 12 haziran dogum günüymüş. Pek umru degil tabii. Görselde de anlaşıldığı üzere onun gözü asıl yıldızın üzerinde. Anlatmaya gerek yok. Bar kaptanı oluyor kendisi, henüz yeni. Barmenliği nasıldı şuan bilemicem. Kendisini daha çok elinde telefonla ergenler gibi dolaşırken görüyorum 😄

 Gecenin, her gecenin her günün her saatin yıldızı Gizem. Öyleki hem güzelliğiyle hem dobra kişiliğiyle tüm gönülleri fet edebilir. Gizemi sevmeyen insan olamaz bence. Varlığı yetiyor 😄 ilk iş günümde asansörde görüp saniyesinde benimsediğim nadir insanlardan. Çünkü o çok güçlü biri ve benim diger yüzüm gibi. Otelin bir numaralı garsonu desem yeridir!

Yanındaki İsmail ortamdaki hemen hemen herkesin kankası. Bu grubda bi çesit psikolog gorevi ustleniyor da denebilir. Fazla iyi, fazla anlayışlı. Dinliyor, beni de. Beni bile. 😄 Gece barmeni. Sırf onun için gecede çalışmaya can atan bir manyağa dönüşuyorum. Bana güç veriyor ...

Yanında; Gizli kahraman Ünal abii, bi göster yüzünü ama yok! Aşkım abimm. İlk işe başladığım gün onun eline teslim ettiler beni. O gün bugündür o eli hiç bırakmadı. Kuzum evladım diye saçlarımı okşaya okşaya sever, huzunlerimle aglar, kahkahalarımla mutlu olur. 😊 Laf aramızda cok kısa sürede bana çok şey ögretti. Hep okur hep yazar hayal gücü yüksek kendi dogrulariyla bir başına yaşar. Essiz biri.

  Bunlarda son Yeliz ve Sercan cifti.  Barmaid ve Barmen. Kendi gençlik yillarimi görüyorum bunlarda 😄😄 Allahım ne kadar da mutlulular hep böyle kalsınlar, kocaman aminnn.

Nasıl ama? Yaa yine döktürdüm napim huyum bu. Hikayelerimde de çok karakter tanımıştınız ama bu kez naklen yayındayım. Öyle komik kuaför maceraları gibi seyler hiç yasanmiyor. Bu kez herşey gerçekçi, tamamen doğal. Biz buradayız. Belekte! Bekleriz.

Şuraya da bi 48-50 kilo arasında seyir eden bir Tılsım bırakıyorum. Olduu bayyy.


2.05.2018

Artık bir işim var!!



  Hamileyken bir rüya görmüştüm. Ne alaka dediklerimden ama rüyanın bazı güzel tarafı vardı ki hiç unutamadım.  Neredeyse 3 yıl olmuş. Ve ben büyük ve lüks bir otelde iki kızla birlikte toplantı salonunda bulunan adamlara servis yaptığımızı görüyordum. Buraya kadar hersey sıradan ama hiç bilmediğim bir sektörde çalışıyorken giydiğim üniformayı, yani özellikle rüyamdaki o eteğin aynısını artık giydiğimi saşkınlıkla söylemek istedim.
  Üstelik hiç planımda yokken,  Devamı daha da ilginç ama bir gün oda gerçek olursa yazarım ☺
  Otelin adından hiç bahsetmeyeceğim, çünkü googleda bu anlamda sayfamın çıkmasını hiç istemem. 😄
En son taşındığımı yazmıştım. Orada bahsettiğim otelde iş imkanı bulursam tamm super olacak diyordum ya, kuaförüyle görüşemedim bile. Yolda karşılaştığım bi çocuk sağ olsun. Personel girişini aradıgımı fark edince, kuaför arıyorum dememe rağmen kendi çalıştığı bölüme ısrarla davet etti. 
Sonuç; 
Suan otelin V.İ.P bar bölümün de bana işimi sevdiren çok iyi iki ustayla birlikte çalışıyorum. Arada farklı alanlarda fazla mesai yapmak durumunda kalınca hostes gibi oradan oraya sürülüyorum ama olsun 😄 neyse ki bu sayede alışma surecini de hızla tamamlamış oldum. Bundan sonra ki tek derdim ilk ayımı sorunsuz bir şekilde tamamlamış olmak. 💕

26.01.2018

Annelik mi? Babalık mı?


 Haziran 2017 Ramazanda gündüz gidemediğim için ve sıcaklar artınca "geceleri Çağrı'yı neredeyse her gün parka götürüyordum." Ve o saat babaların saati gibi orada çocuğuyla oynayan tek kadın benim. 😅Arada yoldan geçip giden teyzeler bize baka baka cıkcıkıyor ama sebebini bilmiyorum.😒
 Anneysen yapamayacağın hiç bir şey yok zaten!.💪 Yani bir yerde de "Hem anneyim hemde baba"  lafı süs olsun diye söylenmemiş. Ben şahidim, başka ne yapıyorum derseniz bilmiyorum??! Bana blogda yaz demişti birileri "yalnız anne olmanın zorluklarını" yazamadım.
 Yahu ben nereden bileyim! Bir duvar arkasında iki bireyin çocuklarıyla olan "normal" diye tabir ettiğiniz ilişkisini! Haliyle kıyaslayamıyorum, artıları eksileriyle...
Biz iki kişiyiz. 
Ve bu durum benim için çook normal. Çünkü bu şekilde tattım anneliği. 
Ötesini hayal bile edemiyorum hatta, zihnimde öyle bir kayıt olmadığı için eziyet gibi geliyor.
Bu yüzden anne olmanın zorluklarından bahsedildiğinde de sadece bakıp gülüyorum. 😅 
Sahi zor olan ney? Hamilelik süreci mi? Kesik acıları mı? Uykusuzluk mu? Bebeğim emmiyor (çokemiyor) mu? Hasta mı? Kafasını mı çarptı? Neyden bahsedildiğini gerçekten anlamıyorum
.Belki de ben hiç anne olamamışımdır.
 Hatta ben "bana hiç yardımcı olmuyor" diye yakındığınız o sıradan babalardan biriyimdir sadece.
Tek bildiğim, ilk kez bu sene 27 yaşımı öyle bi derinden hissediyorum ki. Anlatılmaz yaşanır türden! 
Hani hiç büyümeyecektim...


4.12.2017

Bir Hikayem Var!

 

   Merhaba blogger halkı! Şimdi ben buraya niye çıktım? Çıkmışsam bir sebebi vardır, ama çıkmamış da olabilirim xD Sebepsiz çıkmış olmayım da :) bir süredir blogla ilgilenemiyorum deniyorum ama başaramıyorum. En azından bir süre önce yazılarımı düzenli olarak takip ettiyseniz hikayelerimi yani kitap formatındaki geçmiş günlüğümü okumuş bazılarının da hala devamının gelmediğini bilirsiniz.
  Bunları "yazmadığımı" sadece düzenleyerek ve bloga kısaltarak eklediğimi biliyorsunuz. Aslında aktarılacak çok şey var, takii bloğumdaki ilk yayınım olan Bay Bayan Problem yayınıma kadar.     Ancak bundan sonrası, yani bugünüm. Haliyle tıkalı...
  Geçmişimdeki hatalar, seçimlerim sakarlıklarımla güldürebildim yüzünüzü diye inanıyorum. Hala okumayan varsa Blogun sağ putonunda veya üst menüden Anılarım Bomboş yayınına kolayca ulaşabilir.
  Fazla uzatmadan, asla yapamam dediğim bir şey denedim. Asla senaryo yazamam, hikaye uyduramam kısaca yaşamadığım hiç bir şeyi hayal dünyamda kurgulayamam. Ben bu buyum. Ama geçmişe baktığımda nerede hata yaptığımı hep sorgularım. Olasılıklar üzerine düşünür, hatta bugün kendimi nerede gördüğümü hesaplar çıkan sonuçla eğlenirim. Bende böyle bir çeşit deliyim işte...

  Yaşadığımız her şeyin yaptığımız tercihlerle alakalı olduğunu biliyoruz. Ama bu tercihleri karşımıza çıkan fırsatlarla oluştuğunu da. KELEBEK ETKİSİ!  bende bunu yapmaya çalıştım. Tamamen hayatımdaki olaylar kişiler ve dialoğlarla kurgulanmış bir hayal dünyası oluşturdum. Çok eğlendim yazarken de. Geçmişe gitsem neleri değiştirmeye çalışırdım kimden yardım isterdim gibi bir düşünceyle oluştu. Ulaştığım sonuç beni bile şaşırtmaya yetti. O nedenle de yazmak istedim.

  Taslak hazır, kaç günde yayınlarım bilmiyorum. Ama emin olmadan size sunmak istemem. Çünkü ilk deneyimim olacak. Haliyle hatalarım olabilir ve en önemlisi "ya şu kısım saçma olmamış mı, fazla abartılı sanki, tam örtüştüremedim gibi" bir soru işareti bırakmak istemiyorum.
O nedenle de bunu açıklama gereği duydum. umarım beğenirsiniz, umarım benim içinde beklediğim mucize bir gün belki gerçekleşir. Beni bekleyin, size ihtiyacım var.

   Bu arada hikaye uzun olursa tahminim giriş gelişme sonuç olarak 3 bölümde yayınlamış olurum. O zamanda üst menü de, Yeni bir başlık açılır oradan kolayca ulaşabilirsiniz.