22.01.2017

Anılarım Bomboş - Yayın 3

 
Bana karşı bu kadar duygusal bir adamın, başkalarına karşı nasıl zalim olabileceğini anlamıyordum. En kötüsü de gelecekte bana da zarar verip veremeyeceğini hiç düşünmedim. Çünkü sinir denen duygudan kesinlikle haberim yoktu. Daha önce sinirli bir insan dahi tanımamıştım. Tek bildiğim, anladığım şey Kavgacı’nın beni gerçekten sevdiğiydi.

   Olayın üstünden dört saat sonra hala çıplak ayakla ne giyeceğim ben diye salaklığıma yanarken ayakkabılarımı sinirle ağda yatağının altına fırlattım. Oda ne! Bir çift koyu kahverengi salaş bot, bana bakıyor! Acaba kimin? İki numara da büyük ama bu tarz şeyler hele ki bizim gibiler için yaz kış demeden her türlü gider. Aman Allahım temizde! Hemen Obalıyı çağırıp sordum akrabasınınmış. Ondan da ne cevherler varmış be! Kendisi de yine dükkanda yok. Giysem ruhu duymaz diye ayağıma geçirdiğim gibi Kavgacı’nın yanına gittim. Elinde sigara başını öne eğmiş kuaförün yan tarafında otururken buldum. Geldiğimi fark etmedi bile. Kollarımı birbirine kavuşturup erkek Fatma gibi tepesine dikilerek dövecek gibi baktım. Beklemediği anda beni karşısında bulmanın sevincine hiç aldırış etmeksizin, sınamak adına sordum.

     “Ya sigara ya ben?”

     “Komik olma aşkım. Tabii ki sigara!”

    Sana sigarayla mutluluklar dilerim diyerek geldiğim yoldan gerisin geri döndüm. Arkamdan seslendiğini duyabiliyorum ama oyunun en önemli kuralı, bakmak gülmek yok. İnatla hiç oralı olmadan yürümeye devam ettim. Arkamdan koşarak geldi tuttuğu gibi sarılarak “tabii ki sen” dedi. İstifimi bozmadan öylece yüzüne baktım.
    “Bunu niye benden istiyorsun?” diye sordu. Cevap vermeyince üzerindeki paketleri sağ sola fırlattı, bak bıraktım işte dedi.
     Sahi mi acaba diye mutluluktan uçacağım ama belli etmemeye çalışarak “inanmıyorum” dedim. Yüzüme duraksayarak baktı. Tamam, diyerek arkasını dönüp hızlı adımlarla yürüdü. Nereye? Diye seslendim. Sana diyorum nereye? Bu kez ben arkasından koşup kolundan çekiştirdim.

    “Ben seni anladım ayrılmak istiyorsun benden. Sigara sadece bahane!”

     “Hayır! Saçmalama bu aklımın ucundan bile geçmedi.” Yüzüne baktığımda gözlerinin dolduğunu görünce, benimde gözlerim buğulanmaya başladı.


     “Öyleyse bunu niye yapıyorsun? İstemiyorsan söyle gerçekten. Üzmem ben seni.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Yorum bırakmayı unutmayın ... ^.^