Var oluşum başlı başına bir hata sanki, bir insanın hiçbir şeyi yolunda gitmez mi? Daha doğrusu hiçbir şeyi olması gerektiği gibi olmaz mı... Düşünüyorum; dünyaya geldim sanki bir başıma yalnız kalmak için. Tek başıma geçirdim bir çocukluk, oyunlar oynayamadan, arkadaşlar edinemeden. Delicesine okumak, öylesine kitaplara aşıkken okuyamadım bile. İyi bir ögretmenle karşılaşamadım, birde ona karşılık vermişim diye ilkokul üçte okuldan atılmışım. Bir daha dönmem diye sevindiğim okuluma aslında bir iflasın ardından gelen şehir degişikliği yüzünden gidemiyormuşum. Sonrasında yeni okul ve yeni hayata tam alıştım derken küçük bir degişiklik daha... Yinede biraz olsun büyümüştümde galiba, beni ben yapan karşıma çıkan ilk aşk. İlk hayal kırıklığım... Bir türlü tutturamadıgım hedefim, bitiremediğim okulum ve yıllarca uzak kalıp saatlerce telefondan görüşmek zorunda kaldığım hayalim. Sonuç koskoca bir hüsranın sonunda, yıllar sonra yeni bir sayfa açıp tertemiz sil baştan bir hayat yaşacagımı düşünerek atıldıgım iş hayatı, yeni okulum ve muhteşem olduguna inandıgım, herseyden herkesden farklı buldugum, bu kez dokunabildigim, kokusunu içime çektigim tek insan. Öylesine de zor bir adam. Bu ilişkiyi destekleyen desteklemeyen olarak öyle bir çevre oluşmuştu ki, bizim evliligimiz sanki tek sorun haline gelmis, her hafta birilerinin yalanlariyla oyunlarıyla mücadele ettik durduk. Evlenince kurtulcaz dedik, evlendik. Dış kapıdakilerden kurtulduk derken içerdekilerle hep mücadele etmek zorunda kaldık. Öylesine bir nikah, aylar sonra öylesine bir fotograf çekimi, öylesine bir kına gecesi. Herşeyimiz öylesine kendi kendimize... Yarım kalan okul, ne birgün birlikte eglenebildik, ne tatil gördük nede balayı. Hiç ayrı evimiz bile olmadı... Yıllar sonra öylesine bir düğün ardından öylesine giden bir asker... Bekledim, neyi kimi ne diye bekledim bilmiyorum. Tek bir hayalim vardi gerçek bir aile olmak, sen gidersen ben ne yaparım keşke bir çocugumuz olsa dedigimde. Ben ölürsem ne yaparsın bir başına, tekrar evlenirsin diyen adam dönünce gerçek bir aile olacağımıza öyle inandırdı ki, aylarca tartıştık. Hayatımıza çomak sokmaya çalışanlara nisbet kimse bize karışamicak doya doya yaşacaktık bu hayatı. İşler planladıgımız gibi gitmeyince aldatıp, hamile halimle bile yok sayacak kadar sevmiş beni. Artık ona olan öfkem nefrete dönüşüp taşsa da her gün hissettim yoklugunu. Hamileligimi bile normal bi şekilde yaşatmadın, sıçtın yine hayatıma diye hergün için için ağladım. Hiç alışamadım sokaklarda bile bir başıma yüremeye. Vitrinlere bakarken bile unutup unutup yüzlerce kez andım. Bunu begenirdi, bunu alırdı, tam bizim tarzımız diye diye kendimi hep bi boşlukta buldum. Ama en çokta hiç bırakmadığı elimi hala yolda yürürken nereye koyacagımı bulamıyorum... Dogumum ve bir kez olsun çocugunu gelip dahi görmek istememesi... Artık bugün yeni kararlar alıyorum. Yapmam dedigim seyleri yapabilecegime bebegimi alıp evimize geldigimde cok iyi anladım. Evet olmadı. Evet başaramadık. Belki benim sınavımdı bu belki onun. Ben bu sınavı verebilirmiyim bilmiyorum. Ama hiç birşeyin yolunda gitmemesi benim suçum olmamalı. Bir kez olmadı diye hayallerimden vazgeçmek istemiyorum. O herşeye rağmen mutlu olabiliyorsa bende olabilirim. O herşeyi sindirip beni ve çocugumuza karşılık yaşlı bir kadını tercih edebiliyorsa, ben daha iyi olabilirim. Olmalıyım ki, kızım mutlu olabilsin. Sadece istiyorum ki; kızım birine baba diyebilsin...
23.03.2016
Hiçbir şeyin yolunda gitmemesi!
Var oluşum başlı başına bir hata sanki, bir insanın hiçbir şeyi yolunda gitmez mi? Daha doğrusu hiçbir şeyi olması gerektiği gibi olmaz mı... Düşünüyorum; dünyaya geldim sanki bir başıma yalnız kalmak için. Tek başıma geçirdim bir çocukluk, oyunlar oynayamadan, arkadaşlar edinemeden. Delicesine okumak, öylesine kitaplara aşıkken okuyamadım bile. İyi bir ögretmenle karşılaşamadım, birde ona karşılık vermişim diye ilkokul üçte okuldan atılmışım. Bir daha dönmem diye sevindiğim okuluma aslında bir iflasın ardından gelen şehir degişikliği yüzünden gidemiyormuşum. Sonrasında yeni okul ve yeni hayata tam alıştım derken küçük bir degişiklik daha... Yinede biraz olsun büyümüştümde galiba, beni ben yapan karşıma çıkan ilk aşk. İlk hayal kırıklığım... Bir türlü tutturamadıgım hedefim, bitiremediğim okulum ve yıllarca uzak kalıp saatlerce telefondan görüşmek zorunda kaldığım hayalim. Sonuç koskoca bir hüsranın sonunda, yıllar sonra yeni bir sayfa açıp tertemiz sil baştan bir hayat yaşacagımı düşünerek atıldıgım iş hayatı, yeni okulum ve muhteşem olduguna inandıgım, herseyden herkesden farklı buldugum, bu kez dokunabildigim, kokusunu içime çektigim tek insan. Öylesine de zor bir adam. Bu ilişkiyi destekleyen desteklemeyen olarak öyle bir çevre oluşmuştu ki, bizim evliligimiz sanki tek sorun haline gelmis, her hafta birilerinin yalanlariyla oyunlarıyla mücadele ettik durduk. Evlenince kurtulcaz dedik, evlendik. Dış kapıdakilerden kurtulduk derken içerdekilerle hep mücadele etmek zorunda kaldık. Öylesine bir nikah, aylar sonra öylesine bir fotograf çekimi, öylesine bir kına gecesi. Herşeyimiz öylesine kendi kendimize... Yarım kalan okul, ne birgün birlikte eglenebildik, ne tatil gördük nede balayı. Hiç ayrı evimiz bile olmadı... Yıllar sonra öylesine bir düğün ardından öylesine giden bir asker... Bekledim, neyi kimi ne diye bekledim bilmiyorum. Tek bir hayalim vardi gerçek bir aile olmak, sen gidersen ben ne yaparım keşke bir çocugumuz olsa dedigimde. Ben ölürsem ne yaparsın bir başına, tekrar evlenirsin diyen adam dönünce gerçek bir aile olacağımıza öyle inandırdı ki, aylarca tartıştık. Hayatımıza çomak sokmaya çalışanlara nisbet kimse bize karışamicak doya doya yaşacaktık bu hayatı. İşler planladıgımız gibi gitmeyince aldatıp, hamile halimle bile yok sayacak kadar sevmiş beni. Artık ona olan öfkem nefrete dönüşüp taşsa da her gün hissettim yoklugunu. Hamileligimi bile normal bi şekilde yaşatmadın, sıçtın yine hayatıma diye hergün için için ağladım. Hiç alışamadım sokaklarda bile bir başıma yüremeye. Vitrinlere bakarken bile unutup unutup yüzlerce kez andım. Bunu begenirdi, bunu alırdı, tam bizim tarzımız diye diye kendimi hep bi boşlukta buldum. Ama en çokta hiç bırakmadığı elimi hala yolda yürürken nereye koyacagımı bulamıyorum... Dogumum ve bir kez olsun çocugunu gelip dahi görmek istememesi... Artık bugün yeni kararlar alıyorum. Yapmam dedigim seyleri yapabilecegime bebegimi alıp evimize geldigimde cok iyi anladım. Evet olmadı. Evet başaramadık. Belki benim sınavımdı bu belki onun. Ben bu sınavı verebilirmiyim bilmiyorum. Ama hiç birşeyin yolunda gitmemesi benim suçum olmamalı. Bir kez olmadı diye hayallerimden vazgeçmek istemiyorum. O herşeye rağmen mutlu olabiliyorsa bende olabilirim. O herşeyi sindirip beni ve çocugumuza karşılık yaşlı bir kadını tercih edebiliyorsa, ben daha iyi olabilirim. Olmalıyım ki, kızım mutlu olabilsin. Sadece istiyorum ki; kızım birine baba diyebilsin...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Yorum bırakmayı unutmayın ... ^.^