Daha önce böyle bir mim yazısı görmüştüm diye hatırlıyorum. Bloggerların genel olarak tanımlaması gereken bir soru bu bence. Blogumun adı nereden geliyor? İlginç bulduğumuz farklı gelen hatta alakasız olduğunu düşündüğümüz yığınla isim duyuyoruz bu konuda. Bazıları sadece kimliğini açık etmek istemezken bir bölümde sadece iç dünyasını yansıtabilmek için bu isimleri tercih ediyor. Benim hikayem bir tık farklı galiba. Küçük de olsa Biyografi mi okumak isterseniz Hakkımda kısmını bakabilirsiniz.
Blog adıma gelince uzun uzun bahsetmek istemiyorum ama bahsedeceğim 😄
Kitap çıkartma hayali demeyelim de. Günlük tutma fikrine her zaman sıcak bakmışımdır. Buna rağmen hiç bir dönemde tam olarak istediğim gibi kalemi elime alamadım. Ayrıca dürüst davranmak gerekirse benim yaşadıklarım benden başka kimi ne ilgilendirirdi ki. Hiç bir özelliği yok yani...
Derken hayatım belli bir döneme geldi, reşit oldum filan. Bazı şeylerin farkına varmaya başlayınca, yaşadığım acı tatlı olaylar onlara bakış açım espirili yaklaşımım özellikle arkadaş çevresi tarafından dikkat çekti. Ben anlatmaya başlayınca susup herkesin beni dinliyor olması kendimi biraz da kötü hissetdiriyordu aslında. Sanki kimseye söz hakkı vermiyormuşum gibi ama eğlenebiliyorlardı da...
"Kitap olsa okurum"
Madem öyle ben yazmayı seviyorum okumasalar da niye yazmıyorum ki dedim kendime. Zihnimde yer edinmiş tüm parçaları kağıt üzerine döküp en azından olumlu olumsuz tüm düşüncelerden arınabilirdim.
Parça parça hikaye değil, Anı birikimi. En ufak detaylar bile bazen görsel hafızamda. Çocukluğum yaşadığımız şehirler degiştirdiğim okullar ergenliğim ilk aşkım uğruna vazgeçtiğim eğitim hayatım ilk hayal kırıklığı yeniden yükselme kendine gelme çabalarım ve evliliğim.
Yazmaya karar verdiğim o noktaya kadar tüm hayatımın özetini elimde tutmayı başarınca kocaman bir zincir oluştuğunu gördüm. Yaşadığım her şeye bir takım olaylarla kendim sebep olmuştum.
Bundan sonra başıma gelebilecekleri bilmediğimden hikayemi nerede noktayacağımı da bilmiyordum.
Öyle çok iddialı durmasın ama ben buradayım desin "Anılarım Bomboş" Tılsım çeyrek bir hayatı buraya gömdü baktı ki. Bu Hayat bana yakışmamış.
Ani gelen bir evlilik kararıyla "evlendik ama şimdi biz ne yapacağız" diye ortada iki şaşkın ördek gibi kala kalıp. Sağ sola savrulunca. Eee dedim ben kaldığım yerden ikinciyi de yazarım artık. En son evlilik kararıyla noktalamıştım zaten.
Bizden iyi "Bay Bayan Problem" olmaz.
Oldurdular yanii...
Buna rağmen herşeyden bir espiri malzemesi çıkartıp bol bol şakalaşıp gülen iki şaşkoloz çifttik.
Hayatımıza o kadar çok çomak sokan insanlarla karşılaştık ki. Doyduk bu hayata. Bir gün askerdeyken aradı söyledim.
"Olmuyorsa zorlamayalım, ne aileden nede benden geçebiliyorsun. Biz olamıyoruz. Yıpranıyoruz, yıpratıyorlar. 3 senelik evlikten sonra birde seni bekleyerek zaman kaybetmeyeyim"
"Ama benim seninle ilgili hayallerim vardı. Mangal yakacaktık."
Vejetaryen olduğum için ukde kalmış herhalde içinde. Tam koltuk altına adımı yazdıracakmış döndüğünde. Her şeye rağmen Salağız biz birlikte dedim açtım kapılarımı ikinci kitabı da cebime koydum, bekledim. Belli ki Anılarım Bomboş üçlenecek. Sonunu bilmeden koydum adını.
Büyük harflerle "BEKLEDiĞiM HAYAT" altına okunmayacak şekilde de ekledim.
"bu değildi"
Bi yere mail attım yolla dediler ilk kitap dosyamı attım. Bir sene olumlu olumsuz bir dönüş olmayınca. Geldiğim noktaya bakıp Anılarım Bomboş diyerek çıktım buraya.
Hatta İlk yazımı yazdığım sırada hava çok sıcak, benim öküz arkamdaki yatakta çamış gibi uyuyor. Bi an gözünü araladı, kiminle yazışıyorsun demesiyle tak kapattım sayfayı. Yine sonunu gören ben iftiharla sunar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Yorum bırakmayı unutmayın ... ^.^