Gelelim benim öküz deme sebeplerime; bir kere hesabını iyi yapan ve rakamları aklında tutabilen bir adam neden koskoca 5 yılda hiç bir özel günü hatırlamaz. Veya hatırlamak istemez. Hatırlasa bile hep alelade bir şekilde geçiştirme çalışır? ilk sevgililer gününde "aşkım sevgili değiliz ki, nişanlıyız" demesi mesela.... Ay komik miydi bu şimdi? Baktın gülmüyorum git bi çiçek al bari. Ardından çıkıp gidince, yani yapar sandım meğerse berbere tıraş olmaya gitmiş de yeni sakal imajıyla "nasıl olmuş aşkım, yakışmış mı?" diyerek çıktı geldi. Vay öküz vay....
Tamam sevgili değiliz, sırf bunun için nişanlılık yıl dönümü diye bir icat çıkartırdım ama ondan önce ben unuttum bu olayı, çünkü senesi dolar dolmaz evlilik hazırlığına başladık. Birde ondan önce doğum günü diye bir icat var. Benim her defasında lanetlendiğim gün diye anımsadığım o günden bahsediyorum. Çünkü temelde kimse o günü anmamış, hatırlamamış, dahası benim bile önemsemediğimden midir nedir o güne kadar kutlama gereği bile duymamışken. Hayatımın aşkını bulmuşum ya, kim bilir nelerrr nelerrr yapar düşüncesindeyim. Ama o ona da bir kılıf uydurur, "alışma aşkım böyle şeylere, gavur icadı bunlar" demez mi? İhtiyacım neyse hangi gün olsa alırmış zaten... Şaşırmadım da. Çıkmaya başladığımız ilk aylarda, görüşememek gibi bi durumumuz olmuştu da, sabah ezanıyla arayıp uykumun içine ettiği yetmezmiş gibi birde gayet sakin bir ses tonuyla "doğum günün kutlu olsun aşkım" diyerek kapatmıştı telefonu. Cevap vermeye fırsat bile vermezken, durumu uyandıktan sonra kendime gelince çakozladım. Lan kapıma bi gül bırakıp kaç baride günün anlam ve önemi olsun ama yok! Onda o düşünce ve önemseme yok! Diyorum ki; öküz işte. katışıksız öküz!
Ben öyle mi yaptım? yıllar yılı boynundan çıkarmadığı resmen aşk yaşadığı o zinciri ilk doğum gününde ne zorluklarla aldım. Kendime istesem alamazdım bir kere!! Ay hiç yüzü kızarmıyor yaa. Kızarır belki dedim ilişkinin başlarında iki sefer çiçek bile aldım. Yine kızarmadı, yine kızarmadı! Anlasana öküz kadınlar arada birde olsa çiçek ister. He o ne yaptı? Yıllar sonra ilişkimizin içine daha rahat edebilmek için yabani ot gibi bir anda baş veren anasına sırf yaranayım diye yalvar yakar "nolurr nolurrr yalandan yalnızca 15 güncük katlan" derken, yol üstünde çiçek almaya girdi. İlk kez ve en istemediğim anda! Lan ben köklü bitkileri severim kaktüs al bari derken tutuşturdu elime kırmızı gülü. "Al buda dikenli" dedi! Evet, çünkü öküz...
Evet, dediği gibi hiç alışmadım ben o özel günlere... Evliliğimizin ilk yılını bitirdikten sonra bari evlilik yıl dönümümüz olsun isterken... Telefonda, sürprizim var hazırlan geliyorum, göster kendini en güzel şekilde demesiyle ben şok! Sürpriz yok artık! Saçımın maşası, makyajı beyaz bir elbise ve ben hazırım. Napıyoruz? Yemeğe çıkıyoruz aşkım... Dışarıda hiç yemek yemiyorduk sanki, hııı birde her zaman yediğimiz yerde! Öküz işte!
Ay utansın dedik her yıl kutladık, zorla biriktirdiğim paralarla ne hediyeler ne pastalar geldi geçti, hiii yemezler bunları diye sırıtmaktan başka bi sonuç alamadığım gibi ne utandı ne değişti. Sonunda ayrıldık şükürde vazgeçtim her şeyden, dün o lanet doğum gününü hiç bir şekilde anımsamadığım için mutlu ve gururluyum... Son olarak beş yıl içinde değil o saçları uçlarından aldırmak, bir kuaför olarak kesmeyip kestirmediği gibi birde o belimi geçen saçları zor bela bir başıma adam edeceğim diye yıllarca uğraştım. Oysa karşıdan öküzün trene baktığı gibi bakmakla yetindi! Arada yalvar yakar yaptırabilirsem ne ala da, o saçları kafamı çeşmenin altına sokarak dağıttığı günleri de hiç unutmadım. Ama ben her halimle güzelmişim... Ne olsun, öküze karısı inek gözüküyor galiba....
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil