13.11.2018

6 Ay 26 Gün

  Sanırım şuan tam 6 ay 26 gündür iş hayatını sürdurebilmekteyim. Az göründüğüne bakmayın rekor bi sure bu. Benim için... Bilirsiniz ya hanii uzun sure aynı işle, aynı mekanda meşgul olmayı sevmem. Meşguliyet, keşif. Neysee geçin bunları mucize diyorum. O tarz uzak bi tanım değil canım. Eli kulağında bugün yarın, bugün yarın net önümüzdeki ay derken zaman pıtır pıtır geçip gitmiş. Tabii geçip gidene kadar ben en az on kere trip atmışımdır istifa ediyorum diye.
  Gel gelelim salakca bi puanlama yapmışlar neye dayanaraksaa. 74 mü? Az değil mi be?
Çok iyi bi rakam bu.
Neyee dayanarak.? Torpil var mı, düşün düşün... En fazla iki kişiden çıkar herhalde diye durumu kendi kendime analiz etmeye çalışırken. Hopp çalışmalarınla cevabını aldım.
Turizim okumadın.
Evet.
Dil yok. (asla olmayacakta)
Bunları çıkınca geriye... Cok iyi bi rakam.
Hımmm...
-Bide alkoller konusunda kendini eğitirsen....
Hoppp dur orada. !"O konuda çığır açtığımı düşünüyorum!"
Barmanim yada Barmaidim diyen kac kişi kullandığı alkollerin içeriginde ne olduğuna bakma gereği duymuş ki. Tekilanın ilk nerede nasıl kime hitaben üretildiğini! Gin'in ilk nerede ne sekilde yapıldığını geçtim, ilk Gin markasının adının nereden geldiğini SORSAM, biliyordum ama yıllar oldu ben bu sektöre gireli unuttum derler.

  Tabii tüm bunları düşünürken ben çoktan kapıdan çıkmış "çığır açtım"derken ki imalı bakışlara gülüyorum.
Buralarda meyveyi votkasız, limonu tekilasız, kolayı viskisiz içmediğime kanaat getirmiş olmalılar Kİ, Yediğim içtiğim hiç ayrı gitmeyen,

-Hepp İsmail bozdu bunuda. Annemmm geldiğinde ne mülayim kendi halinde bi kızcağız dı. Ne desek itiraz etmezdi. Ne içiyor lan bu"

 Yeter beee!bütün gün sıçtınız ağzıma yardım filan etmiyorum!. Gidiyorum, gideceğim tabiii!
Tamam sakin bi bağırma diyen bar kaptanının öyle bir bakışı var ki aklından bunları geçirdiğine o an emin oldum.
-Canım ben çıkıyorum.
-Tamam görüşürüz.

Yooo ortada sorun filan yok hepsi benim kafamda.
-Çık dışarı yardım et.
Beklenen cevap tamam şef.
-Bütün gün dondum be, bide yardim mı edicem, ben gidiyorum.
En başta koşulsuz şartsız herşeye tamam diyen ben, hayır demek için ya yürek yemiş yada aşırı derecede içmiş olmam gerekir. Onlara göre B şıkkı. Bana göre C şıkkkı. "Bıktım sizden, beniii siz delirttiniz."
Bugun yarın kovulurum. Bugun yarın kovulurummm....hadii inşallah.

-i hiiii hiii hi kralsın kanka! Daldın gittin yinee...
-Aybuke o kaşığın yeri orası mı ?!
-Tamam kızma alırım.
Kendim alıp koydum bile. Sanirım bu yüzden kovulmuyorum. Yapmam istemem derken bile yapmamam gereken işleri dahii yaparken buluyorum kendimi.

-Valla bıktım sef benden başka bu işi yapacak adam yok mu, niye ben. Neden ben, ben neden hep tek çalışıyorum!
-Haklısın bizde ona göre elimizden geldiğince....sen bi çık git yemeğe, sakinleş biraz konuşuruz.
-Tamam  şu bardakları barın içine bırakayım öyle giderim. Giderken çöpleride alsam mı? Git gel olmasın.
-Tamam ecele et.
Bir saat sonra....
-Sen daha gitmedin mi?
-Ya koliler varmış heryer heryerde bırakıp gidemedim...

  Anlatırken fark ettim. Kadroya alinmak için iyi bir neden olabilir. Sonra kendim edip kendim buluyorum diyerekten istemiyorumm diye mesailerin iptalini istedim durdum. Yazdilar gitmedim. İş restleşmeye kadar gitti. Lojmancı degilim ki anacım evde çocuğum var benim. Gündüz ona gece size hizmet nereye kadar böyle. Bırakın ben uyuyacağım derken. Hoop oldu mu şimdi hep birbirinin benzeri atışmalarla 6 ay 26 gün. Artık alıştık standart ya, Tılsım sadece duygusal geçiş yaşıyor. Arada geliyor bana afakanlar böyle. Yapma etme diyen canım tutuyor elimden tamam geçicek, az kaldı bırakacaksın bu işi. Bırakıcaz derken tam 6 ay 26 günn. Eee söz verdi, ne yapalım herkese herşeye rağmen hepp yanımda olacakmış...


Düzenleme: 15 kasım persembe tamda işten ayrilmaya karar vermişken gecesinde az daha kovuluyordum. Gece müdürü kurtardı, ayıp olmasın diye bi süre daha devam edebilirim😂😂😂
Not: 25 Kasım günü otelden ayrıldım :))

6.08.2018

Kızım


Hala varlığına, benim oluşuna inanamadığım dünyama gelen en muhteşem varlık...
Zamanın delirmişcesine akıp gittiğine seninle şahit oldum. Geçmez sandığım tüm hüzünlerimin bir nefeste kayboluşuna.
Her anına, şükretmeyi borç bildim.
İyikim, iyikilerim.
İyiki varsın dediğim.
Herşeye, herkese rağmen tüm zerreciğine şükürler olsun.
16 yaş dileğim, beklediğim. 
İyiki geldin.


Dünya'nın en mükemmel annesi degilim. 
Hiç degilim. 
Bir aile bile veremedim belki sana ama...
Amalarım çok fazla.
İyiki benim, iyiki benim benzerimsin.
Hırçın güçlü bebeğim.
Annen olmaktan gurur duyuyorum.
Her zerrene sayısız kez şükürler olsun.

27.07.2018

Tamam Tamam İnandım 27 Olmuşum


 Geçen yıl tarih 27 Temmuzu gösterdiğinde 26 olmuşum diyerekten gözlerimi yan yan devirip bi bakmıştım. Allahım o ne banel, iğrenç bi rakam öyle. Hiç hazır değildim anlayacağınız. 50 'nin yarısı demek lan bu! İnsan yaş ortalamasına bakınca yolun yarısının bi tık altında oluyorsun. Yanii artık aklının almayacağı hiç bir şey yok demektir. Olaylar karşısında şok olmayı bırakacaksın. Cool olacaksın. 

 Bu yılda tam aksine yeni yıla daha girdigimiz anda 27 yaşımı öyle bi derinden hissediyorum ki demiştim. Artık Çağrı 2 yaşına gelmiş ben yanlız bir anne olarak gelecek planları bile yapamaz halde vakit öldürmeye çalışıyorum. Sonra biri bi istek listesi sunmuştu, (burada) ne hayal ettigimden çok, ne hayal edebilirim diye düşündüm ben o gün. Eş dedim, iş dedim, sağlıklı yaşama kendimi zaten çoktan adapte etmiştim. Wuhuu derken bi ev tuttuk, birde yuruyerek 5 dk arayla iş. Gündüz Çağrı'yla olma fırsatı, geceleri kukuman kuşu gibi oturan bana gece çalışabilme şansı. 
 3 dk otele varıp 10 dk giyinip 5 dk da giyinme odasından miting alanına geçiş 4'ü 5 geçe iş başı gece en geç 12:30 da paydos. Daha bitmedi tabii mesai varsa 3-4. Neyse hayal ettiğim bu degildi, hiç degildi, ama iyidii. Çok da iyi.
  27 diyeceğim ama kabul etmeliyim ki 26 yaşımın son demleri bunlar oldu. Düşününce hiç tahmin etmediğim kadar farklı şeyler yaşayıp ögrenmeme yeni fikirler keşfetmeme vesile oldu bu yaşım. Şükürler olsun. 
Çokta yorucu oldu...

 Bugün Cuma izin günüm. Haftalık izindeyim. Çalıştiğım yerden tam yarım saat ötede bla bla bla bildiginiz hani şu kendin yap evimde ayaklarımı uzatmış vucudumda belirginleşen damarları izliyorum. Kilooo almışsın birazz, çokkk iskelet gibi olmuştun yüzün canlanmış diyorlar lanettt olsun!!. 10 gündür geceleri uyku tutmuyor omlet diye sayıklıyorum ne yapayım! Vitaminsiz mi kaldım, hormonlar tavan mı yaptı nedir. Babam bile yedigine içtigine bi dikkat et her yerin kabarmış dedi. Kaşınıyorum.... Dr gidicemde önce şu Hollanda bisküvisinden bi ısırık alayım. Oz PACK de aldım madem hayallerimin bi kısmı oldu oluyor daha da olacak gibi aradan oda çıksın dedim. Yıl sonuna kadar istifamı vermezsem söz güzel bir note book alıp size buradan bol bol yazacağım. Hemmm anlatacak nelerim var bir bilseniz. 

Enerji içmeyin ödem yapıyor. 8 den sonra hiç birşey yemeyin. 1 den 3'e kadar birşeyler içmeyin. İçersenizde elma suyuyla için. Kolada zararlı sek içmeyin. Elma suyu zaten sırf şeker. Enerji şişiriyor ödem yapıyor uyutmuyor. Sabaha kadar alev alev sonra.
-Elma suyuyla iç
-İyi koy bakayım
Farklı kokteyler deneyin, olmadı limonlu şeyler için. Detoks yapın. Tolga'nın içecekleri detoks etkili. Zehir olsa içinde sormayın için. 
Karatay candır uygulayın banada uygulatın. Arkadaş ortamı beni çok bozdu çok. Hıçkkk. Seviyorum kii.

Not: suan tamda diyete karar vermişken kapı çaldı, abimmm geldi. 😒


13.06.2018

Mutluluğumun Fotoğrafı

Yıllarca burada hep hüzünlerimi paylaştım ama buğün mutluysam bu yüzden, yani sırf şu sıralar yüzüm gülüyorsa eger sebebi bu koca insanlar. Bana Dürüstlükleriyle sevgisini hissettirenler... Bu akşam mutluluğumun fotoğrafını belgelemeden olmazdı .

İlk sırada Adina var. Adina chan çekik gözlü starım. Dünya'nın en saf en güzel en masum Kırgız kızı olabilir. Oteldeki onlarcasına rağmen tek ve eşsiz. İyiki var. Kızım gibi bebek gibi sevdiklerimden. Çocuğum gibi seviyorum. Saçının teli incinse yüreğim parçalanır nefes alamam. Tüm güzelliklere layık küçük meleğim ... (Barda garsonluk görevini üstleniyor. )

Adina'nın hemen yanındaki mavi tişört-lü Şükrü. Barmen benim barmenim. Net yani. Kuaforden örnek vermem gerekirse, ustam bense onun çırağıyım.
Elinin altındaki oyun hamuru gibi hissediyorum genelde kendimi. 😄 Dediği dedik, agrasif ve bar içinde sinirli bir yapıya sahip olmasına rağmen dışarıda sakin ve sevecen bir adam.  "Barıma donkunmayın arkadaşım! Barıma dokunmayın! Bir gün gelmedim şu hale bak. Dün burada kim çalıştı. ! şu halee bak. Akşam kapanışta kim vardı gülüm?"

Genelde gün içinde dialoğlarımız şöyle.

Önce dolaplara gir. (Buz dolabındaki eksik içecekleri tamamla demek oluyor bu😄)
Cerezlikler hazır mı?
Arkadan acil bi beylies, chivas,jack bide tekila getir.
Gülüm arka tamam mı? (Düzenlendi mi?)
İçki odasına girdin mi? Durum nedir? (Eksik fazla var mı)
Malzeme çekilmiş mi?
Gülüm shack shack acill? (Kokteyl karıştırma bardagi kirliyse söylenir, yıka demek oluyor bu 😄)
Diski bi indir, sefler laf etmesin. (Tezgahtaki kirli bardakları topla, daha fazla bekletme)
Bardakları sıfırla.
Kokteyl kirazım bugün gelir mi? (Unuttun)
Eksik ne var?
Gelirken kırık buzda getir.
Tılsım siparişten çık gülüm? (İçecek hazırlama, temizliğe gir)
Ayşe teyzeye,iki orta bir sade. (Makinaya kahve at)
Bardak çekmişler mi?
Bu akşam kesin patlicaz burada. ! (Bardaklar eksik veya müşteri çok demek)
Cips cips cipsss! (Cips getir)
Backraund kitli mi¿¿ (aman arka oda acık kalmasın)
Bi latte yap, bu işide iyi ögrendin haaa! (Gaz veriyor 😄)
Kapanışta mısın? Dolapları iyi parlat. (Bari temizleyeceksen dolapları parlat bana yeter)
İçme artık şu çayı! Tansiyonum var diyorsun!

Şükrü'nün yanındaki Hikmet. Zıpır garson, her an her yerden çıkabilir. Sanırım hiç uyku uyumuyor. Adinadan sonra en tiniminicik insan. _😄

  Bu gecenin konusu aslında Soner'di. 12 haziran dogum günüymüş. Pek umru degil tabii. Görselde de anlaşıldığı üzere onun gözü asıl yıldızın üzerinde. Anlatmaya gerek yok. Bar kaptanı oluyor kendisi, henüz yeni. Barmenliği nasıldı şuan bilemicem. Kendisini daha çok elinde telefonla ergenler gibi dolaşırken görüyorum 😄

 Gecenin, her gecenin her günün her saatin yıldızı Gizem. Öyleki hem güzelliğiyle hem dobra kişiliğiyle tüm gönülleri fet edebilir. Gizemi sevmeyen insan olamaz bence. Varlığı yetiyor 😄 ilk iş günümde asansörde görüp saniyesinde benimsediğim nadir insanlardan. Çünkü o çok güçlü biri ve benim diger yüzüm gibi. Otelin bir numaralı garsonu desem yeridir!

Yanındaki İsmail ortamdaki hemen hemen herkesin kankası. Bu grubda bi çesit psikolog gorevi ustleniyor da denebilir. Fazla iyi, fazla anlayışlı. Dinliyor, beni de. Beni bile. 😄 Gece barmeni. Sırf onun için gecede çalışmaya can atan bir manyağa dönüşuyorum. Bana güç veriyor ...

Yanında; Gizli kahraman Ünal abii, bi göster yüzünü ama yok! Aşkım abimm. İlk işe başladığım gün onun eline teslim ettiler beni. O gün bugündür o eli hiç bırakmadı. Kuzum evladım diye saçlarımı okşaya okşaya sever, huzunlerimle aglar, kahkahalarımla mutlu olur. 😊 Laf aramızda cok kısa sürede bana çok şey ögretti. Hep okur hep yazar hayal gücü yüksek kendi dogrulariyla bir başına yaşar. Essiz biri.

  Bunlarda son Yeliz ve Sercan cifti.  Barmaid ve Barmen. Kendi gençlik yillarimi görüyorum bunlarda 😄😄 Allahım ne kadar da mutlulular hep böyle kalsınlar, kocaman aminnn.

Nasıl ama? Yaa yine döktürdüm napim huyum bu. Hikayelerimde de çok karakter tanımıştınız ama bu kez naklen yayındayım. Öyle komik kuaför maceraları gibi seyler hiç yasanmiyor. Bu kez herşey gerçekçi, tamamen doğal. Biz buradayız. Belekte! Bekleriz.

Şuraya da bi 48-50 kilo arasında seyir eden bir Tılsım bırakıyorum. Olduu bayyy.


2.05.2018

Artık bir işim var!!



  Hamileyken bir rüya görmüştüm. Ne alaka dediklerimden ama rüyanın bazı güzel tarafı vardı ki hiç unutamadım.  Neredeyse 3 yıl olmuş. Ve ben büyük ve lüks bir otelde iki kızla birlikte toplantı salonunda bulunan adamlara servis yaptığımızı görüyordum. Buraya kadar hersey sıradan ama hiç bilmediğim bir sektörde çalışıyorken giydiğim üniformayı, yani özellikle rüyamdaki o eteğin aynısını artık giydiğimi saşkınlıkla söylemek istedim.
  Üstelik hiç planımda yokken,  Devamı daha da ilginç ama bir gün oda gerçek olursa yazarım ☺
  Otelin adından hiç bahsetmeyeceğim, çünkü googleda bu anlamda sayfamın çıkmasını hiç istemem. 😄
En son taşındığımı yazmıştım. Orada bahsettiğim otelde iş imkanı bulursam tamm super olacak diyordum ya, kuaförüyle görüşemedim bile. Yolda karşılaştığım bi çocuk sağ olsun. Personel girişini aradıgımı fark edince, kuaför arıyorum dememe rağmen kendi çalıştığı bölüme ısrarla davet etti. 
Sonuç; 
Suan otelin V.İ.P bar bölümün de bana işimi sevdiren çok iyi iki ustayla birlikte çalışıyorum. Arada farklı alanlarda fazla mesai yapmak durumunda kalınca hostes gibi oradan oraya sürülüyorum ama olsun 😄 neyse ki bu sayede alışma surecini de hızla tamamlamış oldum. Bundan sonra ki tek derdim ilk ayımı sorunsuz bir şekilde tamamlamış olmak. 💕

20.03.2018

Malatya macerası ve sonunda... Taşındım!

Anlatacak o kadar çok sey birikti ki, ama çoğunu anlatamayacak kadar yogunum. Ayrıca netim yok. Başta da dediğim gibi taşındım bu yüzden internet sorununa bir çözüm bulmam da şart. 
Bu konudaki önerilere açığım. :)
Taşınmak diyince hatırlarsınız 2018 dileğimdi
 Bir başıma yapmadım ama 15 yıllık evimden ilkkez uzaklaştım.
Birde şu vardı. Fala inanma falsız kalma durumları. 2018 de hep hane değişikliği görenler. Vallahi doğruymuş. Kendi evimi kitleyip ardımda ne varsa bırakıp geldim tam istedigim gibi bir yaşam ortamına. Ne kadar sürer bilmiyorum ama kızım ve kendim için olan sosyal yaşama burada kavusacağıma inanıyorum. 
Üstelik dibimde öyle bir otel var ki, evimin hemen yanında. İs imkanını tam oradan sağlayabilirsem ne ala. İnşallah amin. Bu kadarınada şükürler olsun!
5 gün oldu taşınalı. Ondan önceki sessizliğimin sebebi.
Canım dostum biricik arkadaşım Sibel, beni 2 senedir evlenip gittigi şehire. Yani Malatya'ya çağırıyordu.
Sonunda uydu. Bi tarih brlirledik çıktık yola. Doğum hikayemden hatırlayanlar ameliyat kapısındaki vefalı arkadaşım.
Ben doğum yaparken o evlenmişti 😊
Şimdi bir kızımız daha var.
Yolculuk Adanaya kadar uçakla oldu. Adanaya bayıldım ama oradan otobüsle 4-5 saatte Malatya'ya geçtik.
Çağrı için yorucu bir yolculuk oldu ama bence eğlendikde.

Arkadaşımın 11'inci kattaki dairesinden küçük bir Malatya manzarası.

4 gün boyunca sanırım evde kendimize gelmeye çalışarak hoş vakit geçirdik. İlk gezmemiz Malatya avm oldu. Çünkü Sibel'in gece uyku arasında aniden kumpir sevdası tutuştu. 
Bebek arabasınıda ilk durakta almıştık. Çağrı'da hazıra bakıyormuş, oturur oturmaz uyudu.

Yediğim en lezzetli kumpirdi, abartmıyorum! Sağlıklı beslenme.mi?! Yalan oldu. 

Mor reyhan çayı. İlkkez gördüm. Üniversitede gençler üretmiş. Çayın rengi mor ve ben tadını çok sevdim. çok fazla faydası var ama ayrıca bir iştah açıcı etkisi olduğundan hiç bulaşmadım.

Enişte bey dünya'nın en iyi eniştesi olabilir. (Maşallah) en azından benim tanıdığım! Bizi rahat ettirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını söylememe gerek yok. Görüyorsunuz! 😂😂
Adam Mor- Pembe pasta almış ben şok. Gördüğüm en tatlış pasta oldu 😍
Digeri ise kek, ben yaptım. 😃
Tarifini ayrıca yazıcam. 
Un ve seker yerine, dut kurusu tozu kullandım! 

Çağrı bir süre sonra eniste işe giderken  aglamaya başladı. Sare'yi bile kucağında görünce kıskandı 😂
 başka söze gerek yok, 😒

Malatya kanal boyu ve park. 
Park maceramız malesef kötü sonlandı, Çağrı ilk kez salıncaktan düşüp çeneyi parçaladı.

Dönüşümüz taşınma planı yüzünden ani oldu. Dede ve anneannesi özleyincede daha çok durmamızı istemediler. 
1 mart gidis 13 mart dönüş oldu. 
Yolculuk Elazığ istanbul seferi istanbul üzerinden de Antalya geçiş oldu.
"Kızım ve ben"
Adlı
Yolculuk harikaymış 😂😂😂
Bi ara Sabiha Gökcen'de havalimanında Çağrı' kucagımda aynı koridoru 3 kez koştuğumu saymazsak. 😒 kapıyı bulamayınca uçağı kaçırıyordum. Sinirden bi ara ağlayacak oldum.

İlk sefer Çağrı'nın öglen uykusuna denk geldiği icin horull horulll uyudu 😍

Gelir gelmez yeni evimize bakmaya gittik. Biraz temizledik, 3 gün sonrada bir kaç eşya ile yerleştik. 

Bizde bu ay böyle.
Bugün de Çağrı uyurken kucağına kedi gelip yatmış.
 Odasına bakmaya gittiğim de kediyle bakıştıklarını gördüm 😂
Benim kedilerimi hatırlayanlar varsa aynı Mira'ya benziyor oluşu düşündürdü. Çağrı doğmadan ikisinide sahiplendirmiştim. Hala üzgünüm...


18.02.2018

Aromalı Kahveler ve Faydaları



Cafelux Osmanlı Dibek Kahve 

Kahve, Hindistan Cevizi Yağı, Süt Tozu 

Mideyi bagırsakları rahatlatır, hazmı kolaylaştırır, metabolizmayı hızlandırarak zayıflamaya yardımcı olur. Hafızayı güçlendirir, depresyonu önler, cilde iyi gelir, kolesterolü düşürür, kanser riskini azaltır. Agız kokusunu önler, diyabete, safra taşlarına idrar söktürücü özelligi ile böbreklere, karaciğere ve kemikleri güclendirir. Ayrıca  mikrop öldürücü özelliği ile mantar hastalıklarına iyi gelirken yaraların iyileşmesinde, ayak terlemelerine de iyi gelişmiş.
Faydaları say say bitmiyor yani. Rahatlatma etkisi yüksek, bu yüzden agrılarada iyi gelebilirmiş. 

Kesinlikle hayatımda içtigim en lezzetli yumusak içimli bir kahve olduğunu söylebilirim. İçeriğindeki karışım biraz beni korkuttugundan hergün tüketmiyorum. Kilo verdirecek degilde, aldıracak gibi bir his oluşuyor içimde 😅

Şekersiz olarak rahatlıkla tüketilebilir, fazladan bir tatlı kaşığı Türk kahvesi eklediginizde ise tam kahve severlerin tutkuyla içebileceği tarzda olabilir.

Yapılışı Türk kahvesi gibi kaynatılarak hazırlanıyor.

Farklı markalardan Dibek kahvesi aradığım halde hiç bir yerde bulamadım. Bu ürünüde bildiğim kadarıyla sadece a101 de bulabilirsiniz.


Kahvecibey Tarçın Karışımlı Kahve

Tarçın, Damla sakızı, Menengiç, Keçiboynuzu, Salep, Kakao, Kahve

Devamlı değil arada bir hatta ayda yılda bir kokusu aromatik tadıyla hımmm dedirtecek koklaya koklaya keyiflenebileceğiniz bir kahve karışımı. Damla sakızı kokusu baskın, ona rağmense tarcın tadı. Arkadaşlarla birlikte tüketebileceginiz hoş sohbet getirecek bir kahve olabilir. 
Sanırım miğrosta bulunabiliyordu. Kahve tutkunuysanız gittiğiniz marketlerde sık sık reyonları kurcamanızı öneririm, karşınıza ne çıkacağı gerçekten belli olmuyor ☺

Klasik kahvenin faydaları bu kahve içinde geçerli.


Tarihi Adıyaman Kahvecisi Sütlü Menengiç

Keçi boynuzu tozu,menengiç,krema

Hiç duydunuz mu bilmiyorum. Menengiç, citlenbik,bıttım,çedene artık nasıl tanıyorsanız. Onun kahvesi ve içergınde kahve namına hiç bir madde yok. Üstelik memnengiç iyi ögütülmemiş durumda. Dibinde tane tane görebiliyorsunuz. Yumusak bir içimi olmasına rağmen size tadını tarif edemeyeceğim. Gerçekten farklı. Ben sevmedim sevende çok. İçerigine biraz Türk kahvesi eklediginde cok daha iyi. Denenebilir. Ben bunu Kayseri de normal bir marketten almıştım. 

Özellikle solunum yollarında etkili. Öksürüğü kesip, nefes darlığına iyi geldiği, balgamı söktüğü, göğüsü yumusattığı ve ses tellerine iyi geliyormuş. Yani hastalandıgınızda kaynatıyorsun bir fincan rahatlıyorsunuz. 
Birde afrodizyak etkiliymiş.. 

17.02.2018

Günlük Uygulanabilen Organik Cilt Bakımı


Nemlendirici Yerine Ayva Çekirdeği Suyu

Ayva yedikten sonra içerisinden çıkarttığınız çekirdeklerini bir bardağa koyup yarısına kadar arıtılmış su ekleyin. Bir gün - bir hafta arası bekledikten sonra suyun jel kıvamına geldiğini göreceksiniz. 
İstediğiniz şekilde bir kaba koyup istediginiz zaman yüzünüze masaj yaparak uygulayabilirsiniz. 

içerigindeki vitamin ve minareller sayesinde cildi sıkılaştırarak canlandırır, nemlendirir, ölü hücrelerden arındırarak temizler. 

Ayrıca sivilce güneş ve doğum lekelerine iyi geldiği söylenmekte. Buna tam emin degilim 😊
Doğum sonrası oluşan çatlak ve gögüslerdeki sarkmaların toparlanmasında da etkiliymiş. 



Tonik yerine Elma Sirkesi

Mikrop kırma özelligiyle Akne, sivilce, siyah noktaların ve ölü hücrelerin atılmasında oldukça etkili elma sirkesi. Cilteki fazla yağı emer ve cildin Ph dengesini koruyarak canlılık verir. 

Uygulama için mutlaka suyla seyreltilmesi gerekir.

Bunun için küçük bir kavanozun (zeytin ezmesi kavanozu olabilir) yarısına kadar arıtılmış su koyup üzerine iki yemek kaşığı kadar elma sirkesi ekleyip güzelce karıştırın.
Bir paket disk pamugu bu karışımın içine düzenli bir şekilde yerleştirdikten sonra, kapagını kapatıp her akşam cildinizi iki parça pamukla silebilirsiniz.

Yağlı cildimde herhangi bir akne sivilce siyah nokta sorunum yok.
Beyazlara hala bir formül bulamadım 😅

*Cildinizde kızarıklık kaşınma durumu olursa sirkenin miktarını azaltın. 

16.02.2018

Bebeğim 2 Yaşında

Bu sene hiç duygusallaşmadım ama gülüp eğlenecek durumda da değilim. 
Çok şeyi hazmetmisim demekki. Olsun...
Tüm günler çuvala girmis gibi gece rahatsızlandım. Sabaha kadar da atlatabilmek icin ugraştım durdum, yine de şükür.
 Zor bela yataktan kalkıp kızımın doğum günü fotoğraflarını çekebildim ya.
Tek amacım onu hic bir şeyden mahrum bırakmamak.
 İlerde fotoğraf albümünü eline aldığında yüzünde biraz tebessüm ettirebilecek birseyler kalsın diye uğraşiyorum. 
Tüm iyi dilekleriniz için şimdiden çok teşekkürler 💕

14.02.2018

Beslenme Alışkanlığım' Nasıl zayıfladım?


Ne yiyorum? Nasıl besleniyorum? Nasıl kilo verdim? Bir ayda bilmem kaç kilo verdim?  Hızlı zayıflayın gibi yığınla başlık türedi. Özellikle Youtube da. Diyet günlükleri. Doğru veya  yanlış açıklamalarıyla Aslında hepsinin temeli aynı. Herkes aynı şeyi anlatmaya çalıştığını fark ettiniz mi bilmiyorum. 

Diyetsiz! Diyetsiz kilo verme. Yahuu diyette ne ki zaten? Düsünsenize hayatınızın sonuna kadar diyet yapabilir misiniz? Devamlılığını sürdüremeyeceğiniz birşeyden meded ummak ne kadar doğru olabilir.  Psikolojik baskı oluşturmaktan öteye gidemez bence. Kendinizi sıktıkça işler daha da zorlaştığı gibi mutsuzda oluyorsunuz.

Diyet lafını bi kenara atalım. Gerçekten bu kelimeden bile nefret ediyorum. Diyet yapma düşüncesiyle bile bi yola çıkamamış nasılsa zayıflayamıyorum ne yesem yarıyor diyerek bildiğim düzenden şaşmadım yıllarca. Hiç bir zaman hayatımda çok kilolu birisi olmadım ama ortalama her zaman vermem gereken bi on kilo vardı.

Vejeteryanım alkol kullanmıyorum. Sigarayla hiç alakam yok. Ve yıllarca kaşık kaşık tükettiğim çikolatadan ergenlik dönemimden sonra hızla kilo aldığımı görünce vazgeçebildim.

Sağlıklı beslenme! Sağlıklı ve sağlıksız besin gruplarını ele alınca şu soruyu sordum kendime; bunca şeyden inatla uzak durabilmişken hamur işinden , paketli gıdalardan beyaz ekmekten şekerden ve dahası niye uzak duramamayım. Var sayki alerjim var?!
Kiii bu gıdalar vücutta bağımlılık oluşturarak zaten elerjiden farksız bir hale gelmiyor mu...?!

Sevgilisizler Gününüzü Kutluyorum!


  İnternet sayfalarında gezinirken, ilginç evlilik teklifleri üzerine kurulmuş bir sayfa buldum ve merakla inceledim. Adam zeplinle aşkını duyurmakla kalmamış o arada evlilik teklifini de basmış.  Kadına kadın olduğunu hissettiren adam gibi bir jest işte! Ufaktan gözüm kaldı.
 Kadın evet diye çığlığı basmasın ne yapsın? Sadece çığlığı bastıysa,  o beyninde başka bir öküz vardır der geçerim. Birde alışıla gelmiş bir durumdan bahsedeceksem, elinde tek taş yüzükle diz çökmekte olan adam her genç kızın kafasında anında canlanabilir. Çok romantik... Oysa ben hiçç düşünmedim. Ahh ne kadar basit hayallerin peşinde koşan ezik bir kızmışım. Kendime değil de gelecekte doğacak olan çocuklarıma hakaret sayılır bu.
  “Yavrum biz görücü usulü evlendik. Derken baban beni tarlada çapa yaparken görüp tutulmuş. Anası anama haber salmış, gelip istediler bende neydeyim evde tuşumu mu kuracaklardı, olur dedim hemen” demenin bile ayrı bi havası var sanki.
  İnsanın hiç mi hayalleri olmaz ya? Belli ki onunda yokmuş, çok rahat bir şekilde “ya bence biz senle evlenelim” diyebilmiş. Ortada yüzük falan da yok ha, bende de nasıl bir eziklik varsa evet bile değil “tamam” demişim. Adam belki yarım ağızlık yaptı, dalga geçti öyle hemen tamam denir mi? Baktı ki tamam dedim, hiç bozuntuya vermedi. Evlendik. 
  Aslında peşimde pervane olacaktı da ben döndürmeyi bilemedim...


Hayatımda hiç 14 şubat kutlamadığım için Anılarım Bombos yayınından paylaşım yapayım dedim. Birde bayram kandil kutlar gibi sevgililer günü mesajı atıp durmayın sağ sola ayıptır. 😄
  Bu arada Oğuzhan Uğur'la Pinç sevgililer günü özel bölümünü izlemişmiydiniz? Kaçırmayın derim! Tıklayın.


--------------------------------


İmkansız Aşk Bana Kader Mi
Kabul Etmek Çok Zor Böylece Biter Mi Her Şey...Aşk, Bana Keder Mi?
Canımı Alıp Giderken De Yüzün Güler Mi?

İmkansız Aşkı Gel Bir De Bana Sor
Sensizlik Ölümden Daha Zor
Bir Çözüm De Bulamıyorum Ben....
Sevilmeden De Sevmenin Yarası
Gelirsin Diye Gönlümün Kapısı
Kapanmıyor Ki 
Anla Halimden

12.02.2018

Eski Resimlere Bakalım

Mazi kalbimde yara dermişim. 😄 Bu sözün değerini anlıyorum ama. Geçmise dair neredeyse tüm fotolarımı yok ettim. Özellikle ergenlik döneminden öncesi her bir kare sadece hafızamda. Fotograflar konusunda yapılabilecek en büyük hatayı ergenlik döneminde yapmışım. Birde telefonlarda kameralar çıkınca fotograf makineleri tarihe karışmış herkesin elinde dandik formatlı oynanmış resim kareleri türedi. Yani yalan. İnstagram için yaptıgımız onca degişik bence çok şey götürmüş. Saf gün ışıgında çekilmiş fotoğrafları özledim....

   Ciddi olarak Kuaför meslegine başladığım ilk yıl. Hatta ilk aylar. Saçlarımı bu hale getiren kesen diken benim. 17 yaşın sonları 18 başları. Emo filan degilim. Gothic akımına ilgim var ama saçlarımı bu hale getirmiş olmamda ilk kalp kırıklıgımın eseri. Babam bu halimi ilk gördügünde yüzüme tükürmüştü 😂 simdiki aklım olsa en azından o waxsı kafama o kadar yedirmezdim 😂😂
2009

28.01.2018

Nasır Tedavisi - Kesin Çözüm!


  Bundan daha önce niye bahsetmedim bilmiyorum, aklıma gelmişken de hemen deginmek istedim. Çünkü çok fazla insanın bu konuda derman aradığını biliyorum. 

 Sosyal medyada da gördüğüm kadarıyla her kafadan farklı çözüm önerileri çıktığı için insanların bu konuda kafası karışmış durumda. Bende olabildiğince  bu konuda yardımcı olmaya çalışıyordum. Bu yüzden ne kadar çok kişiye ulaşabilirse o kadar iyi. 

 Bitkisel bir çözüm değil. Kuaförde çalıştıgım yıllarda da çok fazla karşılaşırdım fakat başıma gelmediği için bu konuda bilinçsizdim. Yapabildiğim en iyi şey; nasır kökünün dışarı çıkarak sertleşen kısmını kesip biraz olsun rahatlatmak. Bu yöntem de en iyi yapılanı bile sadece bir ay gibi bir süre idare ediyor.

  Biliyorum bebekleri ayakta sallamak doğru değil, ama ne denersek deneyelim yine eski yöntemler maleseff ki daha başarılı oluyor. 
  Bende sol ayak baş parmağımdan sürekli destek aldığım için hayatımda ilk kez böyle bir sorunla karşılaşmış oldum. Çalışırken sürekli topuklu ayakkabı giymek durumunda kalan arkadaşım ayagının çok çeşitli yerlerinde bu sorunla karşılaştığını söyledi. Sonuç önerdiği ilaç sayesinde sadece bir haftada kurtulmuş.

 İlaç önereceğim. Evet! Duoderm!
  O bölgeye ucundan çıkan oje gibi fırça yardımıyla bolca sürüp nasır bantı ile kapatıyorsunuz. Sonra sargı bantı ile güzelce bantlayın. 3 gün boyunca suya deymeyecek. 3 günün sonunda kabaran deriyi temizleyin ve işlemi tekrarlayın. Gereken durumda en fazla 3-4 kez aynı işlemi tekrarlamanız gerekebilir.   Sonunda o bölge iltihap gibi etten ayrılcak ve yara olup kapanacak. Bu kadar basit. İşe yaramadı demek gibi bir şansınız yok. Şimdiden geçmiş olsun. 

Gerekenler;
Duoderm 
Nasır bantı
Sargı bantı

26.01.2018

Annelik mi? Babalık mı?


 Haziran 2017 Ramazanda gündüz gidemediğim için ve sıcaklar artınca "geceleri Çağrı'yı neredeyse her gün parka götürüyordum." Ve o saat babaların saati gibi orada çocuğuyla oynayan tek kadın benim. 😅Arada yoldan geçip giden teyzeler bize baka baka cıkcıkıyor ama sebebini bilmiyorum.😒
 Anneysen yapamayacağın hiç bir şey yok zaten!.💪 Yani bir yerde de "Hem anneyim hemde baba"  lafı süs olsun diye söylenmemiş. Ben şahidim, başka ne yapıyorum derseniz bilmiyorum??! Bana blogda yaz demişti birileri "yalnız anne olmanın zorluklarını" yazamadım.
 Yahu ben nereden bileyim! Bir duvar arkasında iki bireyin çocuklarıyla olan "normal" diye tabir ettiğiniz ilişkisini! Haliyle kıyaslayamıyorum, artıları eksileriyle...
Biz iki kişiyiz. 
Ve bu durum benim için çook normal. Çünkü bu şekilde tattım anneliği. 
Ötesini hayal bile edemiyorum hatta, zihnimde öyle bir kayıt olmadığı için eziyet gibi geliyor.
Bu yüzden anne olmanın zorluklarından bahsedildiğinde de sadece bakıp gülüyorum. 😅 
Sahi zor olan ney? Hamilelik süreci mi? Kesik acıları mı? Uykusuzluk mu? Bebeğim emmiyor (çokemiyor) mu? Hasta mı? Kafasını mı çarptı? Neyden bahsedildiğini gerçekten anlamıyorum
.Belki de ben hiç anne olamamışımdır.
 Hatta ben "bana hiç yardımcı olmuyor" diye yakındığınız o sıradan babalardan biriyimdir sadece.
Tek bildiğim, ilk kez bu sene 27 yaşımı öyle bi derinden hissediyorum ki. Anlatılmaz yaşanır türden! 
Hani hiç büyümeyecektim...


16.01.2018

Geçmişten Bugüne Kullandığım Cep Telefonları (MİM)

Hepinizi sevgiyle mimliyorum! Hemen başlayalım bakalım kimler bu konuda daha idareciymiş. Hemde geçmişi biraz yad eder, hüzünlenir güleriz istedim :) 

Sony Ericson t100
2005
İlk telefonum olur kendisi. Orta sondayım yani 8'inci sınıf ! Off zırd zırd babam tarafından cok aranırdım. Babam bunu koydu cebime koymasına da ben neredeyse hiç açmazdım. Utanırdım çünkü.
 Ama bu telefonda hatırladığım en güzel şey. Dırı dırı dırırı... Diye calan melofonik denilen zil sesini kendimiz yapabiliyorduk. Birde su kare kare duvar kagıtları.

11.01.2018

Flormar City of Stars 2018 Hediyeleri- şok!

Flormarın bu yılki çekilişine bende katıldım. Bariz çekiliş fotoğrafındaki detaylara bakınca kanmamak pek mümkün de degil gibi. Neyse, kazananlar geçen hafta yani yeni yılın ilk haftasında açıklandı. Bana da bir mail geldi, adresi verdim 4 gün sonrada kargodan gelen telefon, bana bi dosya geldiğini söyledi. Gidip aldım. 
Adama dosya mı? Diye sormuştum, şaşkınlıkla. Gerçekten dosyaymış 😄
Eve gelince de Flormar'ın paylaşımını tekrardan dikkatli bir şekilde okuyunca anladım. 
Gerçekten makyaj çantasıymış hediye olan 😂


İçinden gold rengi bir kalem far ve mor renk ruj çıktı 😄 Mor ruj sevenler burada mı?! 😂 
 Büyük bir sürpriz oldu gerçekten. 
Teşekkürler Flormar!
 Bana bu yaşattığın ikinci şok 😂😂
***
Daha öncede Flormar'ın #kiss2015 yarışmasına bir görselle katılarak sözde "makyaj seti" kazanmıştım.  
Bu resimlerin hangisiyle katıldığımı şuan hatırlayamıyorum ama seçilmiş olabilmek bile beni mutlu etmişti.!

Ödül makyaj seti olarak geçtiği için gelen minicik pakete çok şaşırmıştık o yıl. 
Bu hediyenin baya çok kişiye gittiğini ve hatta istediğimiz bi arkadaşımıza da o hediyeleri kazandırma şansımızın olduğunu hatırlıyorum. 
Tabii ben unutup bir saat sonra filan isim eklediğim için arkadaşıma göndermediler. 
Söz vermiş olduğumdan dolayı bu durum içime sinmedi bende benimkileri ona yollamıştım. :) 
Minik bir cüzdan büyüklüğündeki makyaj çantası içerisinden
 iki oje, rimel bazı, ruj ve tekli far çıkmıştı.
-----
   Benefit gibi cüzdan yakan bir marka  bile, "ortalığı inletirken". Ben bunları anlayabilmiş degilim. Birde Türk markası diye gururlanıyoruz. Bundan sonra ne takip ederim ne katılırım nede herhangi bir ürününe para veririm!. O kadar insanla düpe düz dalga geçiyorlar.
O kadar düştük mü yahu!

10.01.2018

Arthur Film - Russell Brand


Yine hayranı olduğum bir adamın filminden bahsetmek istedim. (Bu tip adamlara özel bir ilgim var niye bilmiyorum x))
 Russell Brand oyunculuğuyla 2011 yapımı romantik komedi filmi.
 Çok eğlenceli! Çok muzip!
 Herkesin keyif alarak izleyebileceği bir film.
Zengin şımarık bir çocuk olarak büyüyen Arthur'un hikayesi. 
Şaşıracak, kızacak,
 hatta yok artık diyebilirsiniz.
 Böyle bir adam için aşık olmak hiç kolay olmasa gerek. :)


9.01.2018

DeneBunu Aralık Kutusu


 İlk DeneBunu kutusunu Şubat da, en son ki kutumuda Mayıs ayında almıştım. 2017'nin son kutusu bugün elime ulaştı.
İçeriğinden; Perwoll Siyah etki, yenilenen formülüyle ve Molped gece gündüz deneme ürünleri çıktı. 
Her ikiside denediğim memnun kaldığım ürünlerdi. Molped Migros Alışverişinde iki ürün alımında ayrıca %30 indirim çıkmasına sevindim. 
  

Bu ayki kutunun yıldızı Scotch-Brite kullan at ıslak (mutfak bezi) temizlik mendileriydi. Gelir gelmez mutfak lavabosu ocak ve musluk üzerinde ilk denememi yaptım. Üstelik ocak düğmesi kenarları gibi erisilmesi zor yerler e kullanım kolaylığını çok sevdim. 
 İçeriğinde kullanılan formül her neyse çok güzel düşünülmüş pratik bir ürün. G Hiç böyle birşey beklemezdim. Arriyetten 5 tl indirim kuponu koymaları güzel olmuş. Mutlaka alıcam. Daha ne olsun 2 dk da susuz temizlik. 😄
Ben cıplak elle uyguladım biraz rahatsızlık verdi. Eldivensiz uygulamamanızı öneririm. 

Diger kutular:

8.01.2018

Blogumun Adı Nereden Geliyor?



  Daha önce böyle bir mim yazısı görmüştüm diye hatırlıyorum. Bloggerların genel olarak tanımlaması gereken bir soru bu bence. Blogumun adı nereden geliyor? İlginç bulduğumuz farklı gelen hatta alakasız olduğunu düşündüğümüz yığınla isim duyuyoruz bu konuda. Bazıları sadece kimliğini açık etmek istemezken bir bölümde sadece iç dünyasını yansıtabilmek için bu isimleri tercih ediyor. Benim hikayem bir tık farklı galiba. Küçük de olsa Biyografi mi okumak isterseniz Hakkımda kısmını bakabilirsiniz.
 Blog adıma gelince uzun uzun bahsetmek istemiyorum ama bahsedeceğim 😄

  Kitap çıkartma hayali demeyelim de. Günlük tutma fikrine her zaman sıcak bakmışımdır. Buna rağmen hiç bir dönemde tam olarak istediğim gibi kalemi elime alamadım. Ayrıca dürüst davranmak gerekirse benim yaşadıklarım benden başka kimi ne ilgilendirirdi ki. Hiç bir özelliği yok yani...

  Derken hayatım belli bir döneme geldi, reşit oldum filan. Bazı şeylerin farkına varmaya başlayınca, yaşadığım acı tatlı olaylar onlara bakış açım espirili yaklaşımım özellikle arkadaş çevresi tarafından dikkat çekti. Ben anlatmaya başlayınca susup herkesin beni dinliyor olması kendimi biraz da kötü hissetdiriyordu aslında. Sanki kimseye söz hakkı vermiyormuşum gibi ama eğlenebiliyorlardı da...
 "Kitap olsa okurum"
Madem öyle ben yazmayı seviyorum okumasalar da niye yazmıyorum ki dedim kendime. Zihnimde yer edinmiş tüm parçaları kağıt üzerine döküp en azından olumlu olumsuz tüm düşüncelerden arınabilirdim.

  Parça parça hikaye değil, Anı birikimi. En ufak detaylar bile bazen görsel hafızamda. Çocukluğum yaşadığımız şehirler degiştirdiğim okullar ergenliğim ilk aşkım uğruna vazgeçtiğim eğitim hayatım ilk hayal kırıklığı yeniden yükselme kendine gelme çabalarım ve evliliğim.
  Yazmaya karar verdiğim o noktaya kadar tüm hayatımın özetini elimde tutmayı başarınca kocaman bir zincir oluştuğunu gördüm. Yaşadığım her şeye bir takım olaylarla kendim sebep olmuştum.
  Bundan sonra başıma gelebilecekleri bilmediğimden hikayemi nerede noktayacağımı da bilmiyordum.

  Öyle çok iddialı durmasın ama ben buradayım desin "Anılarım Bomboş" Tılsım çeyrek bir hayatı buraya gömdü baktı ki. Bu Hayat bana yakışmamış.

 Ani gelen bir evlilik kararıyla "evlendik ama şimdi biz ne yapacağız" diye ortada iki şaşkın ördek gibi kala kalıp. Sağ sola savrulunca. Eee dedim ben kaldığım yerden ikinciyi de yazarım artık. En son evlilik kararıyla noktalamıştım zaten.
Bizden iyi "Bay Bayan Problem" olmaz.
Oldurdular yanii...
Buna rağmen herşeyden bir espiri malzemesi çıkartıp bol bol şakalaşıp gülen iki şaşkoloz çifttik.
 Hayatımıza o kadar çok çomak sokan insanlarla karşılaştık ki. Doyduk bu hayata. Bir gün askerdeyken aradı söyledim.
"Olmuyorsa zorlamayalım, ne aileden nede benden geçebiliyorsun. Biz olamıyoruz. Yıpranıyoruz, yıpratıyorlar. 3 senelik evlikten sonra birde seni bekleyerek zaman kaybetmeyeyim"
"Ama benim seninle ilgili hayallerim vardı. Mangal yakacaktık."

  Vejetaryen olduğum için ukde kalmış herhalde içinde. Tam koltuk altına adımı yazdıracakmış döndüğünde. Her şeye rağmen Salağız biz birlikte dedim açtım kapılarımı ikinci kitabı da cebime koydum, bekledim. Belli ki Anılarım Bomboş üçlenecek. Sonunu bilmeden koydum adını.
 Büyük harflerle "BEKLEDiĞiM HAYAT" altına okunmayacak şekilde de ekledim.
 "bu değildi"

   Bi yere mail attım yolla dediler ilk kitap dosyamı attım. Bir sene olumlu olumsuz bir dönüş olmayınca. Geldiğim noktaya bakıp Anılarım Bomboş diyerek çıktım buraya.

  Hatta İlk yazımı yazdığım sırada hava çok sıcak, benim öküz arkamdaki yatakta çamış gibi uyuyor. Bi an gözünü araladı, kiminle yazışıyorsun demesiyle tak kapattım sayfayı. Yine sonunu gören ben iftiharla sunar.

6.01.2018

Siyahlı Kadın Film ve Kitap


 Daniel Radcliffe 'in Harry Potter serisinden sonra oynadığı ilk Dram Gerilim filmi olarak geçiyor. 2012 yapımı bu filmde Arthur Kipps ölen müvekkilinin miras işlerini halletmek için yola çıkar. Geldiği kasabada ters giden birşeyler vardır. Çünkü ölen bir kadının hayaleti bu kasabayı lanetlemiştir.
 Sanane ters giden birşeyler varsa. Dön git dimi? Yok illa bizim oğlan o kapının arkasında ne var görecek. Artık karşısına basiliks mi çıkart Voldemort mu bir cesur ki buda, hala akıllanmamış.  
 Oturun bir bakın, en iyisi sakin sakin izleyin. Ama öyle korkunçlu birşeyler beklemeyin. Derin bir hikaye saklı ardında.


  Daniel Radcliffe hayranı olunca, korku gerilim filmleri sevmesemde bu filmi izlememek benim için imkansızdı.
Ayni şekilde tesadüfen kitabını görünce sırf Daniel Radcliffe yüzünün hürmetine almadan geçemedim. 
 Kitap kapak fotoğrafına bakınca film afişiyle aynı olmasından dolayı içeriğini  hemen tahmin edebiliyorsunuz. Basım yılı film ile aynı. Direk senaryo kitabı demek mümkün.
 Aslında degil. Ne alaka çözemedim! Kitabın yazarı Susan Hill bu hikayeyi ilk 1983 de çıkartmış. Yapı kredi de sağ olsun düşünmüş benim gibi Daniel Radcliffe düşkünlerinin azcık okumalarına vesile olalım dercesine güncellemiş.
Her uyarlamada olduğu gibi film kitaptan bir tık eksik. 
 Kitap Konusuna gelince. Hikaye biraz yalın kalabilir ama 140 sayfa olduğundan sıkılmadan okuyabilirsiniz. 
Arka kapak diyor ki;
Noel arifesi gecesiydi. Arthur Kipps ve ailesi, şömine ateşinin başında toplanmış, hayalet hikayeleri anlatarak eğleniyorlardı. Fakat bu eski geleneği canlandırmak için ısrar eden çocukların, Arthur'un herkesten gizlediği ve unutmaya çalıştığı trajik bir hikayesi olduğundan haberi yoktu. Genç bir avukatken iş için İngiltere'nin ücra bir köşesine gönderilen Arthur Kipps, ıssız bataklıklar ortasındaki karanlık Eel Marsh Evi'nde geçirdiği korkunç günleri şimdiye dek kimseye anlatmadı. Ona kalsa anlatmak bir yana, yaşadıklarını anımsamak bile istemezdi ama zihninin derinliklerine sürugün ettiğini sandığı hikaye artık dile getirilmeyi talep ediyordu